Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/17680 E. 2014/18293 K. 23.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17680
KARAR NO : 2014/18293
KARAR TARİHİ : 23.09.2014

MAHKEMESİ : Denizli 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/06/2013
NUMARASI : 2012/236-2013/258

Davacı, kesilen ve kesilmekte olan Sosyal Güvenlik destek primi kesintilerinin iptaline, kesilen primlerin yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Davacı, davalı Kurumca bağlanan yaşlılık aylığından sosyal güvenlik destek primi kesilmesine ilişkin işlemin iptalini ve yapılan kesintilerin faizi ile iadesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik inceleme ile ulaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 sayılı Yasaya, 4447 sayılı Yasa’nın 38. maddesi ile eklenen ve 08.09.1999 tarihi itibari ile yürürlüğe giren “Sosyal Güvenlik Destek Primi” başlığını taşıyan ek 20. madde hükmü ile, ” bu yasa kapsamında yaşlılık aylığı bağlananlardan 24 üncü maddenin (l) numaralı bendinde belirtilen çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların, sosyal yardım zammı dahil tahakkuk eden aylıklarından, aylığın bağlandığı, yasadan önce yaşlılık aylığı bağlananlardan yasanın yürürlüğe girdiği tarihi takip eden veya tekrar çalışmaya başlanıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil % 10 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir.” düzenlemesi getirilmiş; pasif sigortalıların yaşlılık aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesilmesi, 1479 sayılı Yasa’nın 24/I. maddesi kapsamında kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmanın varlığı koşuluna bağlanmıştır.
Anılan maddenin 1. fıkrasında 24.07.2003 tarihinde 4956 sayılı Yasa ile yapılan değişikle; “bu kanuna göre yaşlılık aylığı bağlananlardan sadece ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefiyeti devam edenlerin sosyal güvenlik destek priminden sorumlu olacakları” öngörülmüş ve yasanın yürürlük tarihi 02.08.2003 olarak belirlenmiştir. Daha sonra anılan Yasa’da 22.01.2004 tarihinde 5073 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle, anılan 1. fıkrasına 4956 sayılı Yasa’dan önce yürürlükte bulunan hükmüne benzer bir düzenleme getirilerek ” bu Yasa’ya göre yaşlılık aylığı bağlananlardan, 24. maddenin (I) numaralı bendinde belirtilen çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların, sosyal yardım zammı dahil tahakkuk eden aylıklarından, aylığın bağlandığı veya tekrar çalışmaya başlanıldığı tarihi takip eden
aybaşından itibaren sosyal güvenlik destek primi kesileceği ” öngörülmüş olup, anılan değişikliğin yürürlük tarihi ise 28.01.2004 tarihidir.
Kural olarak kanunlar yürürlükte oldukları dönemdeki uyuşmazlıklara ve görülmekte olan davalara uygulanmakta olup, Sosyal güvenlik Hukuku’na ilişkin düzenlemelerin kamusal niteliği gereği, sigortalı lehine yapılan değişikliğin geçmişe yönelik uygulanması gereği kabul edilmişse de, 1479 sayılı Yasa’nın ek 20. maddesinde yapılan değişikliklerin, Kurumun sosyal güvenlik destek primi alacağına ilişkin bulunması itibari ile, anılan maddelerin yürürlüğe girdikleri tarihten sonra bağlanmış veya bağlanacak yaşlılık aylıkları yönünde uygulanması gerektiği açıktır.
Somut olayda; davacıya 15.06.1991 tarihinde yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının 03.10.2004 tarihinde kurulan Setfe Tekstil San. Tic. Ve A.Ş’nin kurucu başkanı olduğu, 03.11.2004 – 13.10.2006 tarihleri arasında yönetim kurulu başkanı olduğu, zabıta araştırmasına göre 2005 yılı başlarında şirketin ticari faaliyetine son verdiği, şirketin ve ortaklarının 2004 yılından bu yana herhangi bir aidat ödemesinin olmadığı, vergi kaydının 31.08.2006 tarihinde kapatıldığı, ancak şirketin Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.07.2012 tarih, 2011/313 E. 2012/357 K. sayılı ilamı ile münfesih olduğuna karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, Kurumun davacının maaşından 01.10.2008 – 31.10.2012 tarihleri arasında 7.974,06 TL SGDP borcuna karşılık Ocak 2009 ile Ekim 2012 tarihleri arası toplam 8.381,70 TL kesinti yaptığı anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasa’nın 9. maddesi sigortalılığın sona ermesi hallerini düzenlemiş olup, anılan maddenin 3. fıkrası “…. anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kurulu üyeliklerinin sona erdiği tarihten, iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketler için ortağın talep etmesi halinde, mahkeme kararı ile iflasın, tasfiyenin açılmasına, ortaklar kurulu kararı ile tasfiyenin başlamasına veya şirketin münfesih duruma düşmesine karar verildiği, ortakların talepte bulunmaması halinde, mahkemece iflasın kapatılmasına karar verildiği, tasfiyesi sonuçlanan şirketlerin ortaklarının ise tasfiye kurulu kararının ticaret sicili memurluğunca tescil edildiği tarihten itibaren sona erer” hükmüne haizdir.
Hal böyle olunca, davacının 5510 sayılı Yasa’nın 9. maddesi uyarınca Anonim Şirket yönetim kurulu üyesi olarak sigortalılığının devam ettiği anlaşıldığından, davacının maaşından sosyal güvenlik destek primi kesilmesinin yasal olduğu gözardı edilerek yazılı şekilde talebin kabulüne dair hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.