Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/17659 E. 2014/16618 K. 08.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17659
KARAR NO : 2014/16618
KARAR TARİHİ : 08.09.2014

MAHKEMESİ : Ankara 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2012
NUMARASI : 2011/47-2012/1662

Davacı, davalı Kurumun ilişkisizlik belgesi verilmemesine ilişkin Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının dava dışı üçüncü kişiye anahtar teslimi verdiği konut yapı işine ilişkin prim borçlarından sorumlu olmadığının tespiti ile davalı Kurumun ilişiksizdir belgesi verilmemesine dair işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının dava dışı Y.. B.. ile Altındağ 5.Noterliğinde 19.03.2007 tarihinde inşaat yapım sözleşmesi düzenlediği, dava dışı Y..B..’nın davacıya ait Ankara ili, Gölbaşı ilçesi K.. köyü 89 ada 13 parselde bulunan arsa üzerinde 50.000 TL karşılığında belirlenen şartlarda gayrimenkulu anahtar teslimi tabiri ile teslim edeceği konusunda anlaştığı, söz konusu meskenin işçilik ücretleri dahil olmak üzere ve anahtar teslimi tabiri ile teslim edileceğine sözleşmede yer verildiği, söz konusu inşaat işinin dava dışı Y.. B.. adına davalı Kurumda 1119457 sicil numarası ile 09.05.2007 tarihinde kanun kapsamına alındığı ve işyeri tescilinin yapıldığı, ancak 09.05.2007-31.12.2007 tarihleri arasında tahakkuk eden prim alacaklarından dolayı davalı Kurumun davacının iskan ruhsatı alabilmek için talep ettiği ilişiksizdir belgesini vermediği anlaşılmaktadır.
Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur.
506 sayılı Kanunun 87. maddesine göre sigortalılar üçüncü bir kişinin aracılığı ile girmiş ve bununla sözleşme yapmış olsalar bile, bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işveren de sorumludur. Bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran kişiye aracı denir. 5510 sayılı Kanunun 12/6 maddesi ile de asıl işveren, bu kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işverenle birlikte sorumlu tutulmuştur. 506 sayılı yasanın 87. maddesi ve 5510 sayılı Kanun’un 12/6.maddesi ile Kurumun alacakları ve işçinin sosyal güvenlik hakkı daha geniş koruma, güvence altına alınmak istenmiştir.
Çoğu kez bina inşaat işlerinde görüldüğü gibi, ana binayı veya asıl işi bitirmekle yükümlü bir işveren, bu işin doğrama, döşeme, su tesisatı gibi bölümlerini aracılara devretmektedir. Bu gibi durumlarda üst-alt işveren ilişkisinden söz edilebilir. Buna karşın, bir işin bütünüyle bir işverene devri durumunda veya anahtar teslimi denilen biçimde işin verilmesi durumunda, artık üst-alt işveren ilişkisi ortada bulunmamaktadır. Arsanın veya binanın salt maliki olmak ve ihale makamı olarak işi bütünüyle devretme durumlarında, ortada aracı denilen kurumdan söz edilemez. Çünkü burada iş tamamıyla ve bütün olarak bağımsız bir işverene devredilmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.05.1995 gün ve 1995/9-273-548 sayılı kararı da aynı yöndedir.)
Somut olayda, davacının dava dışı Y.. B..’ya noterde imzaladıkları sözleşme ile inşaat işini anahtar teslimi olarak verdiği anlaşıldığından, davalı Kuruma söz konusu işin prim borcundan dolayı sorumlu olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Bu sebeple davanın kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 08/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.