Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/17565 E. 2014/1332 K. 28.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17565
KARAR NO : 2014/1332
KARAR TARİHİ : 28.01.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2012
NUMARASI : 2002/1320-2012/942

Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan T.. B.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi …. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir.
Oysa zaptın 13.11.2012 günlü oturumda tefhim edilen kısa kararda hüküm altına alınan tazminatlardan davalı güvence hesabı sorumlu tutulmadığı halde, gerekçeli kararda; hüküm altına alınan tazminatlardan güvence hesabının da sorumlu olduğuna karar verildiği giderek kısa karar ile gerekçeli kararın aykırı olduğu zaptın ve Kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır.
Öte yandan konuyla ilgili 10.4.1992 günü ve 991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Kabul ve uygulama açısından da ZMM sigortacısı olan davalı A.. A..’nin yargılama sırasında iflas etmiş olup iflas halinde güvence hesabına devri söz konusu olmadığı göz ardı edilerek usulüne uygun biçimde davaya dahil edilmeyen güvence hesabı aleyhine hüküm kurulması isabetsizdir. Öte yandan üçüncü kişiye ait aracın ZMM sigortacısının sigorta ettiği kişinin tabi olduğu zaman aşımı süresine tabi olacağının göz ardı edilmesi ve bunun yanı sıra ZMM sigortasının manevi tazminatı kapsamadığının ve sigorta şirketinin yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinden poliçe limiti oranında sorumlu olacaklarının ve faizin olay tarihi değil temerrüt tarihinden işletileceğinin dikkate alınmaması da hatalıdır.
Davacı Ş.. Ö..’a bakımından iş kazası ölüm nedeniyle gelir bağlanması için Kuruma başvuru olmadığı halde, davanın nitelikçe SGK tarafından karşılanmayan zararın giderilmesine yönelik olduğu göz ardı edilerek eksik inceleme ve araştırma ile maddi tazminata karar verilmesi de kabul ve uygulama açısından hatalı olmuştur.
O halde, temyiz eden davalılar K.. Ö.. ile T.. B..’nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazların kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre temyiz eden davalıların sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine, temyiz harcının istek halinde davalılardan temyiz edene iadesine 28/01/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.