Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/17539 E. 2014/18269 K. 22.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17539
KARAR NO : 2014/18269
KARAR TARİHİ : 22.09.2014

MAHKEMESİ : Fatsa 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 25/06/2013
NUMARASI : 2011/874-2013/271

Davacılar murisinin davalılardan işverene ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacıların murisinin davalı işverenler nezdinde geçen ve Kurum’a eksik olarak bildirilen 116 gün SSK lı hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacılar murisinin 21/04/2006 tarihinde davalı işyerinde başlayan çalışmalarına ilişkin olarak işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına intikal ettiği, muris sigortalıya ait hizmet cetvelinde davalılara ait işyerinde geçen hizmetlerinden 2006 yılının 8. ayında 21 gün, 9. ayında 07 gün, 10. ayında 0 gün hizmet bildiriminde bulunulmuş olup eksik bildirilen günler için “2 no lu kod(ücretsiz izin)”bilgisinin işlenmiş olduğu , 2007 yılının 1. Ayında 13 gün , 2. Ayında 08 gün hizmet bildiriminde bulunulmuş olup, eksik bildirilen günler için “2 no lu kod(ücretsiz izin)”bilgisinin işlenmiş olduğu, 2007 yılının 6. ayında 08 gün hizmet bildiriminde bulunulmuş olup, eksik bildirilen günler için “1 no lu kod(istirahatli)”bilgisinin işlenmiş olduğu, dönem ve ücret bordrolarının getirtildiği, mütevaffa sigortalıya ait işyeri şahsi dosyasının işbu dosyaya sunulduğu, yargılama esnasında davacı ve kamu tanıklarının dinlenmiş olup dinlenen tanıkların hepsinin davalı işyeri bordrolu çalışanları olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davalı işyeri tarafından Kurum’a eksik gösterilen günler için bildirimde bulunulmuş ise de bildirime dayanak belgeler ibraz olunmamıştır. Davalı işyeri tarafından tek taraflı oluşturulan ve davacılar murisi sigortalının imzasını taşımayan belgeler ile yetinilerek sonuca gidilmesi ve buna göre Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; birbirini doğrulayan bordrolu tanık beyanları ile dava kanıtlanmış olduğundan davanın kabulüne dair karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 22/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.