Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/17393 E. 2014/16725 K. 08.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17393
KARAR NO : 2014/16725
KARAR TARİHİ : 08.09.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/06/2013
NUMARASI : 2010/700-2013/449

Davacı, 1974 yılından itibaren bağ-kur kapsamındaki çalışmalarının ve hizmetlerinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 1974 yılından bu yana 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 4.5.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacının 13/01/1974-31/07/1992, 15/09/1992-31/12/1995, 01/01/1996-17/10/2003 tarihleri arası çay ocağı-kıraathane işletmeciliğine , 01/03/2006-28/02/2007 tarihleri arası fast food işletmeciliğine dayanan vergi kayıtlarının, 27/06/1974-21/05/2010 ve 21/05/2010-03/06/2010 tarihleri arası kahvehanecilik faaliyetinden dolayı oda kaydının, 15/12/1984-21/05/2010 tarihleri arasında da esnaf sicil kaydının olduğu, davacı adına Bağ-Kur tescil kaydının olmadığı, Kurum tarafından 17/03/2011 tarihli yazı cevabı ile 595.. Bağ No lu sigortalı İ.. A..’un yapmış olduğu prim ödemelerinin liste halinde sunulduğu, sigortalının yapmış olduğu prim ödemelerinin 15/04/1992-30/10/1997 tarihleri arası olup sürekli ve düzenli yapılan ödemeler olduğu anlaşılmaktadır.
Gerçekten önceden Bağ-Kur’a tescili bulunan sigortalılardan Kurumca hiçbir araştırma yapılmaksızın kişi zorunlu sigortalı sayılarak rızaen veya icraen prim borçları tahsil edilip, kişiyi kendi hatalı işlemi nedeniyle yıllarca sigortalı sayan Kurumun, kişiyi sigortalı olduğu inancını verdikten sonra yaptığı yanlışlığın farkına vararak sigortalılık süresini indirmesi veya iptal etmesi iyi niyetten uzaktır. Yargıtay H.G.K.’nun 01.10.1997 gün, 1997/10-578 E., 1997/758 K.sayılı kararında da belirtildiği üzere; kişinin Sosyal Güvenlik Hukuku ilkeleri ve Medeni Kanunu’nun 2. maddesinin uygulanmasının zorunlu bir sonucu olarak primi alınan süreler bakımından zorunlu sigortalı kabul edilmesi gerekir.
Öte yandan Dairemizin istikrar gösteren içtihatlarına göre kişinin zorunlu sigortalılık koşullarını taşımadığı dönem için Kurum’un hatalı işlemi sonucu geriye yönelik prim yatırması yararına kazanılmış hak oluşturmaz. Ancak, fazla prim ödemeleri, ödeme tarihinden itibaren isteğe bağlı sigortalı olarak değerlendirilebilir. Y.H.G.K’nun 20.11.2002 gün ve 21/892-990 sayılı kararları da bu yöndedir.
Somut olayda, Mahkemece başkaca bir İ.. A.. adında sigortalı kaydının olup olmadığının, yapılan prim ödemelerin başkaca bir İ.. A.. tarafından ödenip ödenmediğinin araştırılmaksızın yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; İ.. A.. adında başkaca bir sigortalı kaydının olup olmadığını araştırmak, bu ad ile kayıtlı Bağ-Kur sigortalısının olmaması halinde sigortalı tarafından yapılan ilk prim ödemesinin tescil başvurusu olarak kabulü ile bu durumda davacının esnaf odası ve vergi odasına kayıt tarihlerine göre 20/04/1982 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olarak kabulüne karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
08/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.