Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/17378 E. 2014/16721 K. 08.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17378
KARAR NO : 2014/16721
KARAR TARİHİ : 08.09.2014

MAHKEMESİ : Aksaray İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/06/2013
NUMARASI : 2013/10-2013/258

Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum’un aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava davalı Kurum’un 14/12/2012 tarih ve 2012/014184 takip no lu ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş ise de varılan bu sonuç usul ve yasaya aykırıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden ; B.. İnşaat Makine Lojistik Sa.Tic.A.Ş. Ve B.. Isı Sistemleri Üretim ve Pazarlama A.Ş. ‘nin 2006/2.-2007/5. ayları arası ve 2012/9 ayına ait prim ve gecikme zammı toplamı 4.237,18 TL borçla ilgili olarak 14/12/2012 tarih ve 2012/014184 Takip no lu ödeme emrinin 25/12/2012 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davanın 7 gün içinde açıldığı, Ankara Asliye 9. Ticaret Mahkemesi’nin 2012/261 Esas sayılı dosyası kapsamında Mahkemece B.. İnşaat Makine Lojistik San.Tic.A.Ş. ve B.. Isı Sistemleri Üretim ve Pazarlama A.Ş.’nin 6183 sayılı Yasa’ya göre yapılanlar da dahil tüm icra takiplerinin durdurulması ve icra takipleri hakkında ihtiyati tedbir kararının verildiği, yine aynı dosya kapsamında 2013/132 Karar no lu ilam ile iflasın ertelenmesine dair hükmün kurulduğu , Ticaret Sicil Memuruluğu’nun 23/09/2013 tarihli belgesi ile 02/05/2012 tarihinden itibaren 3 yıl için şirket yetkilisi olarak E.. B..’ın seçildiğinin, E.. B..’ın şirketi her türlü konuda temsil ve ilzam yetkisini haiz olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasa’nın 80/12. maddesine göre, Kurum’un sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanun’da belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kurum’a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları hususları düzenlenmiştir.hükmüne göre tüzel kişiliği haiz bir özel kuruluşta görev yapan bir kişinin – primlerin ödenmesinden işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olabilmesi için, primlerin tahakkuk ve ödemesinde yetkili üst düzey yöneticisi olması zorunludur. Öte yandan, Türk Ticaret Kanunu’nun 317. maddesi uyarınca bir anonim şirketin temsil ve yönetimi aynı zamanda
karar organı olarak yetkili yönetim kurulunca yerine getirilmektedir. Her iki hükmün birlikte değerlendirilmesi durumunda, anonim şirket yönünden primlerin ödenmesinde sorumlu üst düzey yöneticiden söz edebilmek için bu kimsenin yönetim kurulunda başkan veya başkan yardımcısı gibi unvan taşıması veya imza yetkisine sahip üye olması veya şirketin yönetiminde parasal konularda yetkili genel müdür, finansman veya muhasebe müdürü gibi üst düzeyde sorumluluk taşıyan görevli olması gerekir. Bunun dışında kalan ve şirketin, idari ve mali işlerinde doğrudan söz sahibi veya yetkili olmayan karar organında yer almayan kişilerin işverenle müşterek sorumluluğu düşünülemez. Şirkette görevli bir kimsenin belli konularda imza sahibi olması da bu zorunluluğu ortadan kaldırmaz.
Somut olayda, şirket hakkında iflasın ertelenmesi kararının verilmiş olması, müteselsil sorumluluk bakımından sorun doğurmayacaksa da davacının 2012/09. ayında prim borçlusu şirketi temsil ve ilzam yetkisi bulunmadığı sabit olduğundan bu dönem yönünden Mahkemece kurulan hüküm yerinde olmakla birlikte davacının 2006/2.-2007/5. ayları arasında prim borçlusu şirketi temsil ve ilzam yetkisinin bulunup bulunmadığı hususunun araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davacının 506 sayılı Yasa’nın 80. maddesi anlamında gerçekten sorumlu olup olmadığını tereddüte mahal vermeyecek şekilde ortaya koyup toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.