YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17288
KARAR NO : 2014/18719
KARAR TARİHİ : 25.09.2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/04/2013
NUMARASI : 2010/936-2013/132
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan U.. L.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, davalı işyerinde Ocak 2007-05.11.2008 tarihleri arasında geçen ve davalı tarafından başka işyerlerinde sigortalı gösterildiği, eksik ve başka işyerlerinde bildirilen çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemece, davacının davalı işyerinde 01.01.2007 tarihinden 05.11.2008 tarihleri arasında kesintisiz ve fiilen çalıştığı gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının davalı işveren yanında 01.01.2007-30.06.2007 arası 180 gün, 01.07.2007-31.12.2007 arası 180 gün, 01.01.2008-30.06.2008 arası 180 gün, 01.07.2008-05.11.2008 arası 125 gün, çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalı işyerinden sigortalı bildiriminin yapılmadığı; Ancak davacının tespitini istediği dönemde dava dışı 1071618 sicil sayılı işyerinde 24.03.2007-25.03.2007 döneminde, 1011579 sicil sayılı işyerinde 27.04.2007-30.06.2008 döneminde, 1115529 sicil işyerinde 01.07.2008-30.11.2008 döneminde geçen bir kısım çalışmalarının davalı Kuruma bildirildiği, bu şirketlerin dosyalarının getirtilmemesi nedeniyle davalı şirketle irtibatlarının olup olmadığının anlaşılamadığı, bordrolar getirtilmediğinden dinlenen tanıkların bordro tanıkları olup olmadığının anlaşılamadığı, dosya arasında bulunan 05.11.2008 tarihli Softline logosu ve kaşesini haiz evrakta “satış temsilcimiz M.. G.. ile yollarımız ayrılmıştır.” ifadesinin bulunduğu, davalı işyerinin Kanun Kapsamından 31.07.2007 tarihinde çıktığı; Ancak ne zaman Kanun kapsamına girdiğinin, tespiti istenen dönemden önce kanun Kapsamından çıkan davalı işyerinin hangi tarihler arasında faal olduğunun, vergi kayıtları, oda kayıtları ve zabıta marifetiyle araştırılmadığı, bordro tanıkları ve komşu işyeri tanıklarının dinlenilmediği, davalı işyerlerinde çalıştıklarını beyan eden davacı tanıklarının hizmet cetvellerinin de dosya arasına alınmadığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. Maddesinde ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. Maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, davacının davalı yanında sigortalı olarak bildiriminin yapılmadığı, davacının iddiasına göre davalı şirket tarafından başka işverenler nezdinde sigortalı gösterilmesine rağmen kesintisiz olarak çalışmalarının davalı U.. L.. nezdinde geçtiğini beyan ettiğine göre dava, davacı adına hizmet bildirimi yapılan tüm işverenlerin hak alanını ilgilendirmekte olup, bunların davaya dahil edilmemesi ve davalı şirket ile davacı adına hizmet bildiren işverenler arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, davalının satış temsilcisi olarak kullandığını iddia ettiği 34 EH 5144 plakalı aracın kimin adına tescilli olduğu, davacı adına kesilmiş trafik cezası olup olmadığı, araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Bununla birlikte, yazılı şekilde tek bir çalışma olduğu ileri sürüldüğünden, diğer çalışmalar iptal edilmeden mükerrer hizmet oluşturacak şekilde tespite karar verilmesi de isabetsizdir. Ayrıca uyuşmazlık konusu dönemin tamamında davalı işyerinde ve diğer işyerlerinde çalışması bulunan tanıklar dinlenmemiş, dinlenenlerin ise davalı işyerinin ve diğer işyerlerinin bordoları getirtilerek bordro tanıkları olup olmadıkları denetlenmemiş olup, dinlenen tanık beyanları hüküm kurmaya elverişli değildir.
Yapılacak iş, uyuşmazlık konusu dönemde davacı adına hizmet bildirimi yapan tüm işverenleri taraf haline getirip, gösterecekleri delilleri toplamak, ilgili ticaret sicil memurluğuna yazı yazılarak ve gerekli araştırmayı yaparak davalı şirketlerin ortakları belirlenip davalı işveren ile davacı adına hizmet bildiren işverenler arasında organik bağ olup olmadığını tespit etmek, işyeri dosyalarını ve tüm dönem bordrolarını getirtmek, davalı işyerinin ve dahil edilecek işyerlerinin hangi tarihler arasında faal olduğunun işyeri dosyaları, vergi kayıtları, oda kayıtları ve zabıta marifetiyle araştırmak, tespiti istenen dönemde çalışması bulunan davalı işyeri ve dahil edilecek işyerlerinin bordro tanıklarının adresini Sosyal Güvenlik Kurumu ve zabıta marifetiyle araştırıp, tespit ederek re’sen seçilecek bu tanıkları dinlemek, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya bunların tanıklığıyla yetinilmediği taktirde, SGK ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile sürekli bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının satış temsilcisi olarak kullandığını iddia ettiği 34 E…… plakalı aracın kimin adına tescilli olduğunun ve bu aracı kullanırken davacı adına kesilmiş trafik cezasının olup olmadığının emniyet, maliye kayıtlarından araştırılarak, devir edilmiş ise devir tarihini ilgili Trafik Şube Müdürlüklerinden sormak, mükerrer hizmet oluşturmayacak şekilde toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.