Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/17188 E. 2014/65 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17188
KARAR NO : 2014/65
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

MAHKEMESİ : Konya 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/06/2013
NUMARASI : 2013/92-2013/448

Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ….. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici nedenler ile temyiz nedenlerine göre davalı şirketler vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 25.12.2003 tarihindeki iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahibi eş ve çocuğunun maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davacı eş Zeynep için toplam 22.761,40TL maddi – 13.500,00TL manevi, davacı çocuk N..N.. için ise 500,00TL maddi – 9.000,00TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden, Mahkemenin davacıların maddi tazminat istemlerinin reddine, manevi tazminat istemlerinin ise kabulüne dair 02.06.2012 tarihli ilk kararının taraf vekillerince temyizi sonrasında Dairemizin 21.03.2011 tarihli kararı ile hükmün bozulduğu, anılan bozma ilamında maddi tazminat davaları bakımından özetle davacı çocuk N.. N.. maddi tazminat isteminin reddi kararının doğru olmasına rağmen davacı eş Zeynep’in Kurum tahsisleri düşüldükten sonra karşılanmayan zararının kaldığı hususunun belirtilip yalnızca davacı eş Zeynep’in maddi tazminat davası bakımından hükmün bozulduğu, Dairemiz bozma kararına uyan Mahkemece sırasıyla 20.01.2012 ve 19.06.2013 tarihli kararların verildiği, anlaşılmaktadır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır.Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
Tüm bu açıklamalardan sonra somut olayda, Mahkemenin 02.06.2009 tarihli ilk kararının temyiz incelemesinde davacı N.. N.. maddi tazminat davasının reddine dair kararının Dairemiz temyiz incelemesinde 21.03.2011 tarih 2010/13350 Esas-2011/2476 Karar sayılı Bozma ilamı kapsamı dışında tutulduğunun ve anılan bu Bozma ilamına Mahkemece uyma kararı verildiğinin anlaşılmasına göre bu kez davacı Nida Nur’un fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak 500.00TL tutarlı maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı şirket vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 13.01.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.