YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1717
KARAR NO : 2014/2311
KARAR TARİHİ : 14.02.2014
MAHKEMESİ : Uşak 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/11/2012
NUMARASI : 2009/432-2012/1407
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 02/04/2007-02/06/2009 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı SGK’nun tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Davacı, davalıya ait işyerinde 02.04.2007-02.06.2009 tarihleri arasında geçen ve SGK’na bildirilmeyen çalışmalarının tesbitini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle davacının 01.02.2008-01.05.2008 tarihleri arasında SGK’na eksik bildirilen çalışmalarının tespiti ile fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olur. Ne var ki bu tür kanıtlar salt bu nedene dayanarak istemin reddine neden olmaz; aksi durumun ispatı olanaklıdır. Somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Mahkemenin bu tür davaların kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olması ve kamu düzenini ilgilendirdiğini göz önünde tutarak gerektiğinde; doğrudan soruşturmayı genişletmek suretiyle ve olabildiğince delilleri toplaması gerekmektedir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; davacının davalı işyerinden SGK’na bildirilmiş çalışması yoktur. Ancak yapılan çamaşır yıkama işinin daimilik arz ettiği, işyerinin uyuşmazlık döneminde faal olduğu, komşu işyeri çalışanlarının davacının bu işyerinde birkaç yıl çalıştığını doğruladığı,, hükme dayanak alınan bordro tanığının davalıya ait işyerinin 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı 09.10.2009 tarihinden sonraki dönem bordrolarında kayıtlı olduğu, dolayısıyla davacının ihtilaflı dönemdeki çalışmaları konusunda hükme esas alınamayacağı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Yapılacak iş; davacının 02.04.2007-02.06.2009 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığı kanıtlandığından anılan döneme ilişkin istemin kabulüne karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine
14.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.