Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/17095 E. 2014/12275 K. 03.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17095
KARAR NO : 2014/12275
KARAR TARİHİ : 03.06.2014

MAHKEMESİ : Aksaray İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/06/2013
NUMARASI : 2010/53-2013/246

01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir).
Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal“ olarak anlaşılması zorunludur.
Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veye gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde dahi, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanmaları mümkün olduğundan, bu gibi hallerde bile gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir.
Davanın tümden kabulü yada reddi söz konusu olsa bile tarafların kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, bu gibi durumlarda bile gerekçeli kararın yöntemince taraflara tebliği zorunludur.
Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda;
1-Temyiz eden davalı Kurum vekilince ve davalı belediye vekilince sunulan temyiz dilekçesinin, HUMK’nun 433. maddesi gereğince davacı vekiline yöntemince tebliğ edilerek, tebligat parçası eklendikten sonra gönderilmek üzere,
2-Davalı belediye vekilince sunulan temyiz dilekçesinin 02/09/2013 tarihinde temyiz defterine kaydının yapıldığı, ancak dosya içerisinde ve UYAP sisteminde davalının temyiz harcını yatırdığına dair belge bulunmadığı anlaşılmakla; harç alınıp alınmadığının bildirilmesi, davalı belediye vekili temyiz harcı yatırmış ise yatırdığına ilişkin varsa harç tahsil makbuzu eklendikten sonra, yatırmamış ise usulüne uygun bir temyiz talebinin bulunması halinde eksik temyiz harcının ikmal edilmesi için HUMK’nın 434. Maddesi (6000 sayılHMK’nın 368. Md.) uyarınca davalı tarafa süre verilmesi, süresi içinde harç ikmal edildiği takdirde dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere geri gönderilmesi, süresi içinde harç yatırlmadığı takdirde kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilerek gönderilmek üzere,
Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.