Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/17081 E. 2014/13332 K. 10.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17081
KARAR NO : 2014/13332
KARAR TARİHİ : 10.06.2014

MAHKEMESİ : Konya 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/07/2013
NUMARASI : 2012/118-2013/521

Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 21/08/2006 olduğunun ve davalılardan işverene ait işyerinde 21/08/2006-25/09/2007 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava; davacının davalı işyerinde 21.08.2006 – 25.09.2007 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının 21.08.2006 – 25.09.2006 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde iş sözleşmesine dayalı olarak asgari ücret esas olacak şekilde çalıştığının ve davacının 2006 yılı Ağustos ayında 10 gün, 2006 yılı Eylül ayında 25 gün bildirilmeyen prim ödeme gün sayısının bulunduğunun tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işyerinde modelci işçi olarak çalıştığını beyan eden davacı adına davalı işyerince 10.10.2006 tarihli işe giriş bildirgesi düzenlendiği ve 10.10.2006 – 25.09.2007 tarihleri arasında davalı Kurum’a çalışma bildirildiği, bildirilen süreye ilişkin davalı işyerinin dönem ve ücret bordrolarının dosya içerisinde bulunduğu, ancak talep edilen döneme ilişkin olanların dosya arasına alınmadığı, gerekçede karara esas alındığı bildirilen bilirkişi raporunda bildirilen sürelerden farklı süreler için hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların Kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı dava tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesi ile halen 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesi olan bu tür davalarda; öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli ve
dinlenilen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde çalışan işyerinde kayıtlı bordro tanıkları ya da komşu ve yakın işyerlerinde çalışan kayıtlı tanıklar olması sağlanarak çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.09.1999 gün 1999/21-510-527, 30.06.1999 gün 1999/21-549-555, 05.02.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 03.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578 ve 01.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda ise açıklanan şekilde bir inceleme yapılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan şekilde davanın niteliğine uygun olarak inceleme yapılmakla birlikte, öncelikle işyeri ve işverenlere ait çalışma dönemini kapsayan davacı ile ilgili tüm kayıt ve belgeleri varsa ücret bordroları birlikte istemek, davacıya ait Sosyal Sigortalar Kurumu’nda bulunması gerekli şahsi sicil dosyası ile işyerinin Kurum’da bulunan işyeri sicil dosyası ve çalışma dönemini kapsayacak şekilde işyerinden Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilen dönem bordrolarının tümünü dosyaya getirtmek, sonra yukarıda belirtildiği üzere işyerinde kayıtlı bordro tanıkları, bunların tespit edilememesi veya beyanlarının yeterli bulunmaması halinde ise komşu ve yakın işyerlerinde aynı dönemlerde çalışan kayıtlı tanıkları dinlemek, davanın niteliği dikkate alınarak gerektiğinde re’sen yapılacak araştırma ve inceleme ile çalışmanın niteliği ve süresini saptamak ve varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya ve davalılardan Uyan M. San. Ve Tic.Ltd. Şti.’ne iadesine 10/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.