YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17066
KARAR NO : 2014/14138
KARAR TARİHİ : 17.06.2014
MAHKEMESİ : Denizli 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/07/2013
NUMARASI : 2008/211-2013/435
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava; davacının davalı işyerinde 01.10.2005 – 01.04.2006 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalı işyerince düzenlenen işe giriş bildirgesi ve davalı Kurum’a bildirilen çalışma bulunmadığı, bordro tanıklarından sadece bir tanesi davacının çalışmalarını doğrularken, diğerlerinin davacıyı tanımadıklarını beyan ettikleri, komşu işyeri tanıklarının da dinlenilmediği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeden sonuca girilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; dönem bordrolarında isimleri bulunan kayıtlı çalışanlar arasından re’sen seçilecek kişileri dinlemek, zabıta marifeti ile ve davalı Kurum’dan sorularak talep edilen dönemde davalı işyerine komşu işyeri sahipleri ile bu işyerlerinin kayıtlara geçmiş çalışanlarını tespit ederek dinlemek, böylece tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidererek toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan S.Gıda Sanayi Ve Tic.A.Ş.’ne iadesine, 17/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.