Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/16960 E. 2014/2168 K. 13.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16960
KARAR NO : 2014/2168
KARAR TARİHİ : 13.02.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/07/2013
NUMARASI : 2012/570-2013/516

Davacı, kesilen ölüm aylığının yeniden bağlanmasına, almış olduğu maaşlarının iadesini isteyen ve ölüm aylığını kesen Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşamaya devam etmesi sebebiyle kesilen ölüm aylığının yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Yerel mahkemenin davalı kurumun davacı hakkındaki 09/07/2010 tarihli ve 3/411146 sayılı kararın iptaline, kesilen maaşların iadesine, aldığı maaşlara hak kazandığının tespiti ile devamına ilişkin önceki kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiş ve dava dilekçesindeki istem ve mevcut delil durumuna göre yapılan inceleme ile Dairemizce, “Sonuç olarak; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 56.maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda, eylemi olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere Anayasanın 20. maddesi ile 5510 sayılı Kanun, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm deliller toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak, muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili Nüfus Müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğünden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanan eşler 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/ Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, anılan mahalle/köy muhtar ve azaların tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davacı ve boşandığı eşinin pasaportları getirtilerek yurt dışı giriş-çıkış tarihleri tespit edilmeli, Emniyet Müdürlüğünden yine davacı ve boşandığı eşinin yurt dışı giriş-çıkış tarihleri sorulmalı, aynı tarihlerde giriş-çıkış yapıp yapmadıkları tespit edilmeli, kuruma ihbarda bulunan davacının erkek kardeşinin tanık sıfatıyla bilgi ve görgüsüne başvurulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.” denilerek bozulmuştur.
Yerel Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile; 38911904780 TC. numaralı davacı Z. Y. babasından dolayı aldığı ölüm aylığını iptal eden davalı Kurum işleminin iptaline karar verilmiş ve bu karar davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Yargıtay Bozma ilamına uyulmasına karar verildiği ancak bozma ilamında belirtildiği şekilde davacı ve boşandığı eşinin pasaportları getirtilmeden ve yurt dışı giriş-çıkış tarihleri tespit edilmeden, yine Emniyet Müdürlüğünden davacı ve boşandığı eşinin yurt dışı giriş-çıkış tarihleri sorulmadan, aynı tarihlerde giriş-çıkış yapıp yapmadıkları tespit edilmeden ve kuruma ihbarda bulunan davacının erkek kardeşinin tanık sıfatıyla bilgi ve görgüsüne başvurulması gerektiği belirtilmesine rağmen bu tanığın sağlık durumunu gösterir eski tarihli belgelere göre tanık olarak dinlenilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde, bozma kararı gerekleri yerine getirilmemiştir. 9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Yapılacak iş; davacı ve boşandığı eşinin pasaportları getirtilerek yurt dışı giriş-çıkış tarihlerini tespit etmek, Emniyet Müdürlüğünden yine davacı ve boşandığı eşinin yurt dışı giriş-çıkış tarihlerini sormak, aynı tarihlerde giriş-çıkış yapıp yapmadıklarını tespit etmek, Kuruma ihbarda bulunan davacının erkek kardeşinin tanık sıfatıyla bilgi ve görgüsüne başvurmak, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğini toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara ve özellikle, anılan içtihadı birleştirme kararına aykırı biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.