YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16951
KARAR NO : 2014/2172
KARAR TARİHİ : 13.02.2014
MAHKEMESİ : Tokat 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/03/2012
NUMARASI : 2011/584-2012/83
Davacı, SSK ile çalışan 31/05/2007-31/03/2008 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı sayılmasına ilişkin Kurum işleminin iptali ile anılan döneme ilişkin hizmet sürelerinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının SSK ile çakışan 31/05/2007-31/03/2008 tarihleri arasındaki dönemde Bağ-Kur sigortalısı sayılması yolundaki Kurum işleminin ve anılan döneme ilişkin hizmet sürelerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının 31/05/2007-31/03/2008 tarihleri arası SSK hizmetleriyle çakışan bağkur hizmetlerinin iptaline, bu husustaki aksine kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 04/09/2000-05/01/2007 tarihleri arasında şirket ortaklığı, 20/02/2007-31/03/2008 tarihleri arasında nakliye faaliyeti, 24/03/2010-30/06/2010 tarihleri arasında Gazino İşletmesi faaliyeti nedeniyle vergi kaydının bulunduğu, 04/09/2000-05/01/2007, 01/03/2007-25/12/2008, 25/03/2010-01/04/2011 tarihleri arasında Ticaret Odası kaydının bulunduğu, 19/01/2007-10/05/2007, 11/05/2007-15/05/2007, 02/06/2007-30/11/2007, 03/12/2007-31/12/2007, 19/01/2008-10/05/2008 tarihleri arasında SSK kapsamında sigortalılığının bulunduğu, davacının 04/10/2000 tarihi itibariyle 4/b kapsamında tescilinin yapıldığı, sigortalının 30/04/2008 tarihi itibariyle 5510 sayılı yasanın geçici 17. maddesine göre 5 yıldan fazla sigortalılık süresine ilişkin prim borcu bulunduğundan 04/10/2000 tarihi itibariyle sigortalılığının sonlandırıldığı, davacının 28/04/2012 tarihinde 6111 sayılı kanuna göre prim borçlarına ve silinen sigortalılık sürelerine ilişkin yapılandırma talebinde bulunduğu, 4/b kapsamında herhangi bir ödemesinin bulunmadığı, davacının talebi halinde 04/10/2000-05/01/2007 ve 16/05/2007-30/04/2008 tarihleri arasında vergi ve şirket ortaklığı sürelerine ilişkin silinen sigortalılık sürelerinin 5510 sayılı yasanın geçici 17. maddesine göre ihya kapsamında borçlanabileceği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, 506 ve 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık statülerinin çakıştığı 01/06/2007-31/08/2009 tarihleri arasında hangi sigortalılık statüsüne üstünlük tanınacağı noktasında toplanmaktadır.
“Çakışan sigortalılık sorununu” gerek 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve gerekse 1479 Sayılı Bağ-kur Kanunu birbirlerine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp sigortalının önceden başlayıp devam ede gelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasa sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması gerekir. Anılan yasanın 3. maddesinin I. ( F ) bendinde “Kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların” ( K ) bendinde ise. “Herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların” sigortalı sayılmayacağı” belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 24. maddesinin I. ve II. Fıkralarında da bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında. başkaca sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir. Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp, önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır (03.10.2001 gün ve E: 2001/21-627, K: 2001/659 Sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı).
5510 sayılı yasanın 6111 sayılı yasanın 33. maddesi ile değişik 53. maddesinde “Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır.” hükmü yer almaktadır. 5510 sayılı yasanın 53. maddesinde 6111 sayılı yasanın 33. maddesi ile yapılan bu değişiklik 01/03/2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olup bu tarihten önceki süreler için uygulanamayacaktır.
5510 sayılı yasanın 53. maddesinin 6111 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki halinde ise; “Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır.” hükmü bulunmaktadır.
Ayrıca, 5510 sayılı Yasa’nın geçici 17. maddesinde “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez.” denilmektedir.
Somut olayda, davacının 04/10/2000-05/01/2007 tarihleri arasında vergi kaydı nedeniyle esnaf Bağ-Kur sigortalılığının bulunduğu, bu dönemde SSK çalışmaları ile çakışma bulunmadığı, 20/02/2007 tarihinde vergi kaydının başlaması nedeniyle 15/05/2007 tarihindeki SSK çıkışından sonra 16/05/2007 tarihinde esnaf Bağ-Kur sigortalılığının yeniden başlatıldığı ve vergi kaydına göre devam ettiği anlaşılmaktadır. Buna göre davacının 16/05/2007 tarihinden önce başlayan sigortalılığı 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılıktır. Bundan sonra 506 sayılı Kanuna tabi çalışmasının 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılığı sona erdirmeyeceği ortadadır. Ayrıca, her ne kadar davacının 04/10/2000-05/01/2007 ve 16/05/2007-30/04/2008 tarihleri arasındaki esnaf Bağ-Kur sigortalılığı 5510 sayılı Yasanın geçici 17. maddesi gereğince pirim borcu bulunduğundan durdurulmuş ise de bu sigortalılık süresini ihya yaparak canlandırması her zaman mümkün bulunduğundan çakışan SSK sigortalılığının geçerliliği istenemez.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın davacının dava konusu dönemde 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13/02/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.