Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/16938 E. 2014/15661 K. 30.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16938
KARAR NO : 2014/15661
KARAR TARİHİ : 30.06.2014

MAHKEMESİ : Denizli 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/07/2013
NUMARASI : 2012/294-2013/263

Davacı, 01/09/2009-28/02/2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olmadığının ve borçlu bulunmadığının tespitine, yersiz alınan primlerin iadesine, yaşlılık aylığı bağlanmasına ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava; davacının 01.09.2009-28.02.2011 tarihleri arasında Tarım Bağkur sigortalısı olmadığının ve bundan dolayı herhangi bir prim borcunun olmadığının tespitini, bu döneme ilişkin yersiz alınan primlerin iadesini ve 01.06.2011 tarihli tahsis talebini takip eden aybaşından itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında hak kazandığı yaşlılık aylığının yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulü ile davacının 01.01.2009-28.02.2011 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım bağ kur sigortalısı olmadığının tespitine, bu döneme ilişkin davacının prim borcu bulunmadığının tespiti ile bu döneme mahsus olmak üzere davacıdan tahsil edilen primlerin davacıya iadesine, davacıya tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 01.06.2011 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa’nın Geçici 81/B-b maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 10/01/2003-30/12/2003 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında Esnaf Bağ-Kur sigortalılığının bulunduğu, 1995/8. ay prim kesintisine istinaden 01/09/1995 tarihinde 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tescil edildiği, 01.09.1995-31.12.1995, 01.09.2006-03.09.2008 ve 01.09.2009-28.02.2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının bulunduğu, Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak 22/08/2004- 15/09/2011 tarihleri arasında prim borcu ödemelerini gerçekleştirdiği, yine davacının 09/07/1979-25/03/2005 ve 10/08/2004-08/12/2004, 18/02/2005-25/03/2005, 01/09/2008-11/11/2008, 30/01/2010-13/04/2011 tarihleri arasında SSK lı hizmetinin bulunduğu, Kurum tarafından 30/01/2010-13/04/2011 tarihleri arasındaki SSK lı hizmetinin Tarım Bağ-Kur sigortalılığı ile çakışması nedeniyle iptal edildiği, davacının 09/05/2011 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamında tahsis talebinde bulunduğu, ancak davalı Kurum tarafından son 1260 günlük çalışmasının SSK lı hizmet şeklinde gerçekleşmemesi nedeniyle davacının tahsis talebinin reddolunduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; davacının, 2926 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılığı ile 506 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılığının 30.01.2010 tarihinde çakışması nedeniyle hangi Kurum’daki çalışmanın esas alınacağı noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten 01.10.2008 tarihinden önce yürürlükte bulunan 2926 sayılı Yasa uyarınca, Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, gerek 506 sayılı Yasa ve gerekse 1479 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasa’nın 36 ve 10.maddesindeki şartların da gerçekleşmesi halinde 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 2926 sayılı Yasa’nın 5. ve 6.maddelerine göre tarım Bağ-Kur sigortalılığının 506 sayılı Yasa ve 1479 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların başlamasından bir gün önce sona ereceğinin ve bu çalışmaların sona ermesinden bir gün sonra başlayacağının gözönünde bulundurulması gerekir.
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 17.04.2008 tarihli 5754 sayılı Yasa’nın 33. maddesi ile değiştirilen ” Sigortalılık Hallerinin Birleşmesi” başlıklı 53/1 maddesi; ” Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı ” hususunu düzenlemiş olmakla, önce başlayan sigortalılığa üstünlük tanımıştır.
Ancak 5510 sayılı Yasa’nın 53/1. maddesi 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasanın 33. maddesi ile değiştirilerek (b) bendi -2926 sayılı Yasa- kapsamındaki sigortalılık ile (a) bendi -506 sayılı Yasa- kapsamında sigortalılığın çakışması halinde (a) bendi kapsamındaki sigortalılığa geçerlilik tanınacağı şeklinde bir düzenleme getirilmiş olup, yasanın ilk halinde önce başlayan sigortalılığa üstünlük tanıyan 53/1. maddesi, 01.03.2011 tarihinde değiştirilerek, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmalara geçerlilik tanınacağı şeklinde değiştirilmiş ve 6111 sayılı Yasa’nın Geçici 33. maddesi ile de bu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmayacağı ayrıca hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; davacının 01/09/2009 tarihinde başlayan 2926 sayılı Yasa kapsamındaki Tarım Bağ-kur sigortalılığının 28/02/2011 tarihinde sona erdiği, 506 sayılı Yasa kapsamında filli çalışmasının ise 30/01/2010-13/04/2011 tarihleri arasında gerçekleştiği, bu itibarla da çakışan hizmet süreleri içerisinde önceden gelen sigortalılık olan 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığına üstünlük tanınarak, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının devam ettiğinin kabulünün gerekeceği göz ardı edilerek, hatalı değerlendirme sonucu, davacının bu dönemdeki baskın çalışmasının 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışma olduğunun kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; önceden gelen sigortalılığa öncelik tanınacağı göz önünde bulundurularak, davacının 01/09/2009 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalı olduğu dikkate alınarak, yaşlılık aylığı koşullarını yeniden değerlendirmek ve varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.