Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/16871 E. 2014/14083 K. 17.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16871
KARAR NO : 2014/14083
KARAR TARİHİ : 17.06.2014

MAHKEMESİ : Diyarbakır 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/07/2013
NUMARASI : 2012/872-2013/487

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının muris eşinin askere giitmeden önce 15/07/2006-15/08/2006 tarihleri arasında ve askerden izine geldiği dönem olan 05/04/2007-15/04/2007 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı murisinin 26.08.2012 tarihinde vefat ettiği, murisin 03.07.2008-16.02.2009 tarih aralığındaki çalışmalarının dava dışı işveren tarafından Kurum’a bildirildiği, 19.11.2009-27.04.2012 tarihleri arasındaki çalışmalarının ise davalı tarafça Kurum’a bildirildiği, murisin 24.08.2006-21.11.2007 tarih aralığında asker olduğu, askerde iken 02.10.2007-18.11.2007 arası 1,5 ay hava değişimi nedeniyle izinli olduğu, yine 23.09.2006-30.09.2006 ve 01.04.2007-22.04.2007 arası izinli olduğu, davalı ve bordro tanığı beyanının birbiriyle örtüşüp davacı tarafın idiasının doğrulandığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesi gereğince; yönetmelikle tespit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalıların çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Maddede belirtildiği üzere, yönetmelikle tespit edilen belgelerin verilmesi durumunda 5 yıllık hakdüşürücü süreden bahsedilemeyeceği açıktır. Yerleşik Yargıtay görüşü; birden ziyade işe giriş bildirgesi verilmesi halinde çıkış yok ise ilk işe giriş bildirgesi ile son işe giriş bildirgesinin verildiği tarihler arasında geçen çalışmaların hak düşürücü süreye uğramayacağı, çıkış varsa hak düşürücü sürenin her kesim çalışma için ayrı ayrı hesaplanacağı, çıkış tarihinden sonra işçinin aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesi veya hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağıdır.
Somut olayda; davalı işveren tarafından Kuruma intikal ettirilen davacıya ait işe giriş bildirgesinin ve Kurum’a bildirilmiş hizmetlerin bulunduğu gözetildiğinde ilk işe giriş bildirge tarihi olan
Somut olayda; davacı murisinin 03.07.2008-16.02.2009 tarihleri arasındaki çalışmaları dava dışı işveren tarafından Kurum’a bildirilmiş ise de 03.07.2008 tarihinden önceki dönemde davacı murisinin kesintisiz çalışmalarının tespit edilmesi halinde bu tarihten önceki süreler için hakdüşürücü süreden bahsedilemeyecektir.Ayrıca davacı iddiası dinlenen tanık ile davalı taraf beyanlarıyla örtüşmekte, nizalı dönemin bir kısmının iddiadaki gibi murisin askere gitmeden önceki dönemi, diğer kısmının ise askerlik izin dönemine karşılık geldiği görülmekle davanın kabulü yerine yazılı şekilde davanın reddine karar vermek usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.