Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/16785 E. 2014/17592 K. 16.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16785
KARAR NO : 2014/17592
KARAR TARİHİ : 16.09.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/05/2013
NUMARASI : 2011/24-2013/469

Davacı, 01/12/2001-25/05/2005 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum, F.. A.. ve H.. A.. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Davacı, 01.12.2001–25.05.2005 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; aşçı yardımcısı olarak çalıştığını beyan eden davacı adına talep ettiği dönemde bildirilen hizmet ve davacı adına düzenlenen işe giriş bildirgesi bulunmadığı, davacının 25.05.2005 – 01.03.2006 tarihleri arasındaki çalışmalarının “ H.. A.. ve Ortakları ” unvanlı işyerinden bildirildiği, bu işyerinin 01.08.2002 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, davalı olan K.. H.. Lok. Tur. İşl. Ltd. Şti.’nin ise 01.08.1998 – 31.07.2002 tarihleri arasında Yasa kapsamında olduğu, davacı vekili tarafından; işyerinin 01.12.2001 – 31.07.2002 tarihleri arasında limited şirket olduğunun, 01.08.2002 tarihinden itibaren de şirket ortaklarının oluşturduğu adi ortaklık tarafından işletildiğinin, şirketin 04.09.2003 tarihinde tasfiye edildiğinin ve ihya davasının açıldığının bildirildiği, ancak dosyaya buna ilişkin mahkeme kararı sunulmadığı ve mahkemece de araştırılmadığı, 04.09.2003 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi’nde tasfiye ilanı bulunduğu, diğer davalı F.. A..’ın tasfiye memuru olduğu, Ticaret Sicili Memurluğu tarafından adi ortaklık kaydı bulunmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Dava ehliyeti, gerçek ve tüzel kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci veya vekil aracılığı ile bir davayı takip etme ve usuli işlemlerini yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti dava şartlarından olup davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden gözönünde tutulması gerekir.
Limited şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Fesih ve tasfiye işlemi, bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eder. Tüzel kişiliğini kaybeden limited şirketlere davada husumet tevcih edilebilmesi için şirketin yeniden ihyasına gidilerek yargılamanın limited şirket tüzel kişiliğine karşı devamının sağlanması gerekmektedir. Taraf sıfatının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir.
Tüzel kişiliği sona eren şirketin ihyası için tasfiye memuru ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek görevli Asliye Ticaret Mahkemesinde ayrı bir dava açılması için davacı tarafa HMK’nın 52 ve 54. maddeleri hükümleri uyarınca uygun bir önel verilmelidir. Dava açıldığı, takdirde ve alınacak sonuca göre eldeki davaya devam edebilme olanağı bulunduğu belirlendiğinde, tüzel kişiliğe tebligat yapılarak, usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek davanın sonuçlandırılması gerekir.
Somut olayda; davalı K.. H.. Lok. Tur. İşl. Ltd. Şti. Tasfiye edilerek 04.09.2003 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi’nde tasfiye ilanı yapıldığı, davacı vekili tarafından ihya davası açıldığının bildirilmesine rağmen mahkeme kararının sunulmadığı anlaşıldığından, taraf teşkili sağlanmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davacı vekiline; davalı Tasfiye Halinde K.. H..Lok. Tur. İşl. Ltd. Şti.’nin ihyasına ilişkin olarak beyan ettiği mahkeme kararını dosyaya sunması için süre vermek, davacı vekili tarafından sunulan belgelere göre ihya yapıldığı anlaşılır ise tüzel kişiliğe tebligat yapılıp taraf teşkilini sağlamak, ancak ihya davası açılmadığı anlaşılır ise davacı vekiline yukarıda belirtildiği şekilde ihya davası açılması için önel verilerek, ihya davası sonucunda taraf teşkili sağlandıktan sonra sonuca gitmekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan F.. A.. ve Haydar Asan’a iadesine, 16/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.