Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/16751 E. 2014/5226 K. 18.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16751
KARAR NO : 2014/5226
KARAR TARİHİ : 18.03.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2011/295-2013/289

Davacı, murisi iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, 150.000,00 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi, davalılardan D.. Ş.. Vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18/03/2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti.Yapılan tebligatlara rağmen taraflar adına kimsenin gelmediği çağrılarak anlaşıldı. İncelemenin evrak üzerinde yapılmasına son verilerek aynı gün Tetkik Hakim tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava 19.09.2004 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece aynı taraflar arasında görülen ve kesinleşen maddi tazminat davasında belirlenen kusur dağılımı esas alınarak manevi tazminata ilişkin istemlerin kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalılardan D..B.. San Tic Ltd Şti vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı manevi tazminat istemini müteselsil sorumluluk esasına göre işveren Z.. A.. ile taşeron D..B.. San Tic Ltd Şti ve taşeron işçisi Y.. B..’ye yöneltmiştir. Zararlandırıcı sigorta olayı sonucu ölen işçi bakımından davalı Z.. A..’ın sorumluluğunun sözleşmeden, diğer davalıların sorumluluğunun ise haksız fiilden kaynaklandığı dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Bu yönüyle davalıların olay tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanununun 51.maddesinde düzenlenen eksik teselsül hükümlerine göre davacıya karşı sorumlu oldukları ortadadır. BK’nun 51. maddesi hükmü gereğince borçlulardan her biri borcun tamamından tek başına sorumlu olduğundan, borçlulardan birisinin borcunun zaman aşımına uğramış olması alacak miktarına etkili değildir. Bu kuralın doğal bir sonucu olarak da zaman aşımı def’i inden ancak kendi borcu zaman aşımına uğramış olan borçlu yararlanabilir ve her davalıya kendi hukuki durumlarına uygun zaman aşımı süresi uygulanır.
Somut olayda 24.05.2011 tarihinde açılan manevi tazminat davasına karşı davalı D..B.. San Tic Ltd Şti vekili süresinde zaman aşımı def’i inde bulunduğu ve zaman aşımından bunu ileri sürenin yararlanacağı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık davalı D..B..San Tic Ltd Şti bakımından borcun zaman aşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı D..B.. San Tic Ltd Şti’nin sorumluluğu kendi işçisinin haksız fiilinden kaynaklanmaktadır. Hal böyle olunca da BK’nun 60/1 maddesine göre zararın ve failin öğrenilmesi tarihinden itibaren bir yıl ve her halde 10 yıl içinde davanın açılması gerekir. Davacılar ceza yargılaması sırasında 08.06.2005 tarihli duruşmada katılma talebinde bulunmuş ve 20.02.2007 tarihinde aynı davalılara yönelik olarak maddi tazminat istemli olarak dava açmış, diger bir deyişle faili öğrenmiştir. Bu duruma göre BK’nun 60/1 maddesindeki bir yıllık sürenin geçtiği açıktır. Öte yandan Borçlar Kanununun 60/2 maddesinde de eylem aynı zamanda suç oluşturuyorsa o suç için öngörülen ceza zamanaşımı süresi uygulanacağı hükmü yer almıştır. Zararlandırıcı eylemin suç oluşturduğu tartışmasızdır. Bu bakımdan dava konusu eylem için TCK. 102/4 maddesinde belirtilen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Bu süre (5) beş yıldır. Bu sürenin başlangıç tarihi ise TCK’nun 103. maddesi hükmüne göre olayın gerçekleştiği tarihtir. TCK’nun 465. Maddesi gereğince Bir kimsenin veya bir şirketin hizmetinde bulunanlar tarafından vazife ve hizmet sırasında işlenen 455 ve 459 uncu maddelerde yazılı cürümlerden dolayı hükmedilecek tazminattan o kimse veya şirket malen mesul tutulduğundan davalı D..B.. San Tic Ltd Şti bakımından da uzamış ceza zaman aşımının uygulanması gerekir.
Dava konusu olay 19.09.2004 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu duruma göre, BK. nun 60/2 ve TCK. 102/4 maddelerinde öngörülmüş olan 5 yıllık zamanaşımı süresinin son günü 19.09.2009 tarihidir. Eldeki bu dava ise 24.05.2011tarihinde açılmıştır. Bu duruma göre D..B..San Tic Ltd Şti bakımından 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş bulunduğu ortadadır. Hal böyle olunca da davalı D..B.. San Tic Ltd Şti’ne yönelik manevi tazminat davasının zaman aşımı yönünden reddine karar verilmek gerekirken, anılan davalıyı da manevi tazminattan sorumlu tutacak biçimde yazılı şekilde manevi tazminata karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı D.. B… San Tic Ltd Şti vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalılardan D.. Ş..’ne iadesine, 18.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.