Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/16521 E. 2014/18124 K. 22.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16521
KARAR NO : 2014/18124
KARAR TARİHİ : 22.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 15. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2013
NUMARASI : 2012/262-2013/152

Davacı, murisi, bahsi geçen kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 20.08.2008-19.10.2008 tarihleri arasında davalılara ait balıkçı gemisinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti ile 19.10.2008 tarihinde davalılara ait işyerinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 19/10/2008 tarihinde meydana gelen kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davacının hizmet tespitine ilişkin davasının yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro -tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı Kurumun 30.09.2011 tarihli 2011/91 sayılı raporu ile davacının çalıştığını iddia ettiği tarihin geriye yönelik 1 yılı aşkın süre içerisinde olması sebebi ile kayden tetkikinin de mümkün olmamasından dolayı iş kazası ile ilgili olarak yapılacak bir işlem bulunmadığına, davacının iş mahkemelerinde dava açabileceğine karar verildiği, Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü İstanbul Liman Başkanlığı tarafından davacının gemi adamları bilgi sistemi üzerinde yapılan incelemede makinist olarak kaydına rastlanmadığını bildirdiği, İstanbul 10.İş Mahkemesinin 2011/35E sayılı dosyasındaki iki tanık beyanının dosyaya getirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının hizmet tespiti talebi ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemiş olması, bu hususta herhangi bir araştırma yapılmaması, ayrıca iş kazası ile ilgili olarak da yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Yapılacak iş, davacının geçirdiğini iddia ettiği kaza ile ilgili hastane evraklarını getirtmek, herhangi bir soruşturma yapılıp yapılmadığını araştırmak, hizmet tespiti davası ile ilgili olarak davacının sicil dosyasını davalı Kurumdan istemek, davalılara ilişkin işyeri dosyasını davalı Kurumdan getirtmek, davalılara ait işyerinin ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarını getirtip bordrolarda kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği, davacı ile davalılar arasındaki ilişkinin hizmet akdi ilişkisi olup olmadığı hususlarında yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra olayın iş kazası olup olmadığını da değerlendirerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 22/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.