Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/16180 E. 2014/3089 K. 25.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16180
KARAR NO : 2014/3089
KARAR TARİHİ : 25.02.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2008/809-2013/392

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle davalılardan C.. A.. Hakkında davanın reddine, 55.146.02.TL.maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı ile davalılardan Ö.. Ş.. vekillerice istenilmesi ve davacı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25/02/2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan Ö.. Ş.. ile C.. A.. vekili Avukat H……geldi. Karşı taraf ile diğer davalılar adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyizin kapsamı ve temyiz nedenlerine göre davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 30.09.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 23,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının karşılanması istemine ilişkindir.
Mahkemece davalılardan C. Yatırım Holding AŞ’ne yönelik davanın reddine, davacının kazancının asgari ücret olduğu kabul edilerek hesaplamanın yapıldığı hesap raporunun 1. şıkkındaki hesaplama esas alınmak suretiyle maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar davacı ile davalılardan Ö… Tur. İnş Taah AŞ vekillerince temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemece manevi tazminatın takdirine ilişkin kararı yerindedir. Maddi tazminat gelince; tazminatın hesabında esas alınan ücretin belirlenmesinde hataya düşüldüğü görülmektedir.
Kusurun aidiyeti ve oranı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.Tazminatın saptanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş görmezlik ve karşılık kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarının, işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez.
Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise; yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşına kadar (aktif) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı, hesap raporunun Yargıtay denetimine elverişli olması gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle sigortalının maddi tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır.
Somut olayda, iş yeri kayıtlarındaki ücretinin asgari ücret olduğu sigorta belgelerinden anlaşılmakla birlikte, davacı taraf işyeri kayıtlarının gerçeği yansıtmadığını noksan düzenlendiğini dava dilekçesinde açıklamıştır. Davacı işçinin olay tarihi itibarıyla deneyimli bir soğuk demirci olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Hal böyle olunca bu vasıftaki bir işçinin asgari ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmeyeceği, giderek, sigorta müfettişinin asgari ücret üzerinden yapmış olduğu saptamanın gerçeği yansıtmadığı açık-seçiktir. Bu duruma göre davacının kazancının asgari ücret olduğunun kabul edilerek maddi tazminatının hesaplandığı, 07.01.2013 tarihli hesap bilirkişi raporunun 1. şıkkının karara esas alınması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Davalı işverene ait işyerinde toplu sözleşme uygulaması olmadığından sendikanın bildirdiği ücretlerin gerçek ücretin belirlenmesinde esas alınamayacağı, yapılan işin niteliğine göre Ticaret Odasının emsal ücret belirleyecek konumda olmadığı açıktır.
Yapılacak iş deneyimli, bir soğuk demircinin asgari ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun olup olmadığı da dikkate alınarak, ilgili meslek odasından bilinen devrede sigortalının alabileceği ücretleri sormak, benzer işyerlerinde çalışan ve emsal işi yapanların ücretlerini araştırmak suretiyle işçinin gerçek ücretini belirlemek, gerçek ücretle işçinin tazminatını yeniden hesaplatmak, sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ile sürekli iş göremezlik nedeniyle kurum tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilir bölümünü hesaplanan bu zarardan indirmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden Ö.. Ş..’ne yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.