Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/16092 E. 2014/13709 K. 16.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16092
KARAR NO : 2014/13709
KARAR TARİHİ : 16.06.2014

MAHKEMESİ : Malatya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/06/2013
NUMARASI : 2011/1241-2013/565

Davacı, 28/11/1980-29/07/2005 tarihleri arasında davalı Kurum sigortalısı olduğunun tespitiyle borçlanma talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının oda kaydının olduğu 28/11/1980-29/07/2005 tarihleri arasında davalı kurum sigortalısı olduğuna ve davacının borçlanma talebinin kabul edilmesine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Her uyuşmazlığın, dayandığı işlem veya olayların meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasal kurallara göre çözümlenmesi gerekeceği ilkesinden hareketle yasal koşulların ayrı ayrı ele alınarak Bağ Kur’luluk statüsünün ortaya konması gerekir. 1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 4.5.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 1980 yılında kayda alınan giriş bildirgesi ile oda kaydına istinaden 28.11.1980 tarihinden itibaren kayıt ve tescil edildiği, 1.1.1980-31.12.1981 tarihleri arası vergi kaydının, 28.11.1980-20.7.2005 tarihleri arası esnaf odası kaydının olduğu, esnaf sicil kaydının olmadığı, 30.5.2011 tarihinde 6111 SK’dan faydalanmak için başvurduğu, davacının 28.11.1980-20.4.1982, 22.3.1985-20.7.2005 tarihleri arası bağkur sigortalı kabul edilirken sonradan oda kaydının kurumca geçersiz sayılması nedeniyle yalnızca 28.11.1980-20.4.1982 tarihleri arasında sigortalı kabul edildiği, anlaşılmaktadır.
Somut olayda her ne kadar davalı Kurumca davacının oda kaydı geçersiz sayılarak 22.3.1985 tarihinden sonraki bağ-kur sigortalılığı iptal edilerek yalnızca 28.11.1980-20.4.1982 tarihleri arasında bağ-kur sigortalı kabul edilmişse de davacının oda kaydı geçerlidir.Kurum komisyonunca esnaf sicil kaydının olmaması, prim ödemesinin bulunmaması gerekçeleri ile davacının oda kaydı geçersiz kabul edilmiştir. Oysa kayıt bilgilerinde kazıntı veya silinti yoktur, kayıtlar müteselsil sıra ile takiplidir.Yönetim Kurulunun 30.8.2005 tarihli ve 8 sayılı kararı ile 20.7.2005 tarihinden itibaren kaydın silinmesine karar verilmiştir.Sahtelik iddiasıda yoktur.Mahkemece davacının oda kaydı geçersiz kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davacının Oda kaydının geçerli olduğu kabul edilerek ve 6111 Sayılı Yasa’dan yararlanmak için süresinde başvurusunun bulunduğu dikkate alınarak talepleri hakkında karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine , 16/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.