Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/16061 E. 2014/19048 K. 30.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16061
KARAR NO : 2014/19048
KARAR TARİHİ : 30.09.2014

MAHKEMESİ : Keşan 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2007/246-2013/194

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 19.05.1998 – 30.06.2004 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Somut olayda; 43500 sicil numaralı davalı işyerinin 01.04.2002 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alındığı, davacının 01.10.1998 tarihi itibari ile çıraklıktan dolayı sigorta kaydının olduğu, ancak hizmet kaydının olmadığı, davacının yakınları olan davacı tanıklarının davacının çalışmasını doğruladıkları, bordro tanıklarının davacının kendilerinden çok sonra çalışmaya başladığını, ancak süresini bilmediğini beyan ettikleri (çalışmanın çırak olarak mı yoksa işçi olarak mı olduğunu açıkça belirtmedikleri), başka bordro tanıkları olmasına rağmen resen tanık seçilerek dinlenilmediği ve davacının çalışmaları ve çalışma şeklinin belirginleştirilmediği, buna göre eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Yapılacak iş, ihtilaflı döneme ilişkin tüm dönem bordrolarından, ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit
edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.