Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/16032 E. 2014/18956 K. 29.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16032
KARAR NO : 2014/18956
KARAR TARİHİ : 29.09.2014

MAHKEMESİ : Çanakkale İş Mahkemesi
TARİHİ : 31/05/2013
NUMARASI : 2007/25-2013/239

Davacı, kurumca haksız tahsil edilen prim bedelinin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacı şirketin, özelleştirme kapsamı dışındaki personeli hakkında 4447 sayılı Yasaya göre davalı kuruma yaptığı işsizlik sigortası prim ödemelerine uygulanan 20.502,99 TL gecikme zammının, ödeme tarihi olan 13/10/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile iadesi (tahsili)istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, özelleştirme kapsamına alınan davacı şirketin, 1.7151.01.25.993.17.7.28 işyeri sicil numaralı işyerinde özelleştirme kapsamı dışında çalışan kamu personeli yönünden, 4447 sayılı Yasaya göre davalı kuruma ödediği işsizlik sigortası prim kesintilerinin iadesi talebi ile Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin 2001/1648 Esas sayılı dosyası üzerinden 04/10/2001 tarihinde davacı olduğu, açılan dava sonucu 2003/485 karar sayılı, 27/03/2003 tarihli karar ile dava konusu işlemin iptali ile davacının, davalı kuruma başvurduğu tarih olan 04/10/2001 tarihinden itibaren davacı şirketten kesilen işsizlik sigortası primlerinin, kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan tahsili ve davacı şirkete iadesine, başvuru tarihi olan 04/10/2001 tarihinden öncesine ilişkin talep yönünden davanın zamanaşımı nedeni ile reddine hükmedildiği anlaşılmış; yasal faizi ile birlikte toplam 12.053,70 TL değerindeki işsizlik sigortası priminin, davalı SGK tarafından 31/12/2003 tarihinde, ilgili karar henüz kesinleşmeden, davacı şirkete ödenmiş olup; kararın davalı SGK tarafından temyizi üzerine, Danıştay 10. Dairesi’nin 09/06/2006 tarih, 2003/3697 esas ve 2006/3738 karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesinin kararı bozulmuş olup, bozma ilamında; davacı şirketin istihdam ettiği personelin ücretinden işsizlik sigortası primi kesilmesinde hukuka aykırılık görülmediği ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bozma ilamı üzerine Ankara 2. İdare Mahkemesi, 08/04/2008 tarih, 2008/243 esas ve 2008/669 karar sayılı kararı ile bozma ilamına uyarak davanın reddine
karar vermiş olup, bozma üzerine verilen karar henüz kesinleşmeden, davacı şirketin, davalı kurumca 31/12/2003 tarihinde yapılan ödemenin, davalı Kuruma iadesine yönelik başvurusu üzerine, davalı Kurum, davacı şirkete yasal faizi ile birlikte ödediği 12.053,70 TL işsizlik sigortası prim kesintilerinin, 506 sayılı Yasanın 80. maddesi uyarınca gecikme zammı ile iadesini talep etmiş olup, davacı şirket ise 13/10/2006 tarihinde davalı Kurum’un talep ettiği gibi gecikme zammı ile birlikte toplam 32.556,62 TL’yi Kuruma iade etmiş, ödeme sırasında, gecikme zammı uygulamasına yönelik ihtirazi kayıt koymuştur. -1-
Somut olayda, işletilen gecikme zammının miktarına yönelik dava ve talep söz konusu olmayıp, uyuşmazlığın konusunu; 31/12/2003 tarihinde Davalı kurumca davacı şirkete yasal faizi ile birlikte ödenen işsizlik sigorta primi kesintilerinin, idari davanın temyizi sonucu verilen bozma ilamı sonrası, gecikme zammı ile birlikte davacı şirketten tahsil edilip edilemeyeceği hususu oluşturmaktadır.
506 sayılı Yasanın 80. maddesinde; “İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur. (Değişik fıkra: 29/07/2003 – 4958 S.K./38. md.) Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 ve 102 nci maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, söz konusu Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı, diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır. Şu kadar ki; Kurumun prim ve diğer alacakları süresi içinde ve tam olarak ödenmezse, ödenmeyen kısmı sürenin bittiği tarihte % 10 oranında artırılır. Bulunan bu tutara, ödeme süresinin bittiği tarihten başlamak üzere borç ödeninceye kadar, her ay için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faizi, bileşik bazda uygulanarak gecikme zammı hesaplanır. Ancak ödemenin yapıldığı ay için gecikme zammı günlük hesaplanır. Kurum alacaklarının tahsilinde 21/07/1953 tarih ve 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz. Dava ve icra takibi açılmış olsa bile, prim ve diğer alacakların ödenmemiş kısmı için gecikme zammı tahsil olunur.” emredici düzenlemesine yer verilmiş olup, işverenin prim borcu nedeni ile temerrüde düşmesi için, kesinleşmiş mahkeme ilamının varlığı veya bildirim şartı aranmamıştır. İşverenin, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalı personelinin prime esas toplam kazancı üzerinden hesaplayacağı prim tutarlarını en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemesi gerekmektedir.
Bu haliyle işsizlik sigortası primlerinin zamanında ödenmemesi nedeniyle, davalı Kurumca, davacı şirketten 506 sayılı Yasa’nın 80. maddesi uyarınca gecikme zammı talep edilmesi yerinde olup, mahkemesince davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.