Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/15818 E. 2014/643 K. 20.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15818
KARAR NO : 2014/643
KARAR TARİHİ : 20.01.2014

MAHKEMESİ : Zonguldak 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2013
NUMARASI : 2011/45-2013/270

Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi …. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenler ile temyizin kapsamına göre, davacı vekilinin tüm, davalı T.T.K vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, %20 oranındaki meslek hastalığı maluliyeti nedeniyle 20.000,00TL manevi tazminatın tahsiline ilişkindir.
Mahkemece, 12.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davacının meslek hastalığından kaynaklanan iş güçü kayıp oranının %20 olduğu, olayın %100 kaçınılmazlıktan kaynaklanıp davacı sigortalının 34 yıllık toplam çalışma hayatının 14 yılının davalı işverenliğe ait iş yerlerinde kalanının ise sair işverenlere ait iş yerlerinde geçteği, %20 oranındaki malüliyetin davalı işverenlik kusuruna denk gelen maluliyet oranının %3,54 olduğu anlaşılmıştır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları,tarafların sosyal ve ekonomik durumları,paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu,olayın ağırlığı,davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.
Bu açıklamalardan olarak somut olayda, kaza tarihine, tarafların kusur dağılımı ile sosyal ekonomik durumlarına ve özellikle davacı sigortalının toplam %20 oranındaki iş gücü kaybının davalı işverenliğin kusuruna tekabül eden maluliyet oranının yalnızca %3,54 olmasına göre davacı yararına hükmedilen 12.000,00TL manevi tazminat çok fazladır.
O halde, davalı T.T.K vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 20.01.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.