YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15803
KARAR NO : 2013/17997
KARAR TARİHİ : 07.10.2013
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVALILAR :
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum ile … Ltd.Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı … Ltd. Şirketinin tüm, davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının 01.11.1995 tarihinden 30.07.2005 tarihine kadar davalı işyerlerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; … sicil numaralı davalı … San. ve Tic. Tic. Ltd. Şirketinden davacı adına 27.03.2004 tarihli ve … sicil numaralı davalı …. Şirketinden 06.11.2004 tarihli işe giriş bildirgelerinin verildiği, 01.11.1995-30.07.2005 tarihleri arasında davacının davalılara ait olduğu anlaşılan farklı sicil numaralı bir çok işyerinden giriş çıkış yapılmak sureti ile otuz günün altında hizmetinin bildirildiği, davalı işyerlerinin dönem bordolarının bulunmadığı, davalı …. Şirketinin 2004 yılı 7. ayına ilişkin ücret bordrosunda davacının 19 gün çalıştığının ve 8.ay ücret bordrosunda 25 gün çalıştığının bildirildiği, söz konusu ücret bordrolarının imzalı olduğu ve davacının imzanın kendisine ait olmadığı yönünde bir itirazı bulunmadığı halde ücret bordrolarında bildirilenden daha fazla çalıştığına karar verildiği, dinlenen tanıkların hizmet cetvellerinin dosyada bulunmadığı bu sebeple yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtilen tanık niteliğinde olup olmadıklarının değerlendirilemediği ve buna göre mahkemece karar altına alınan şekilde çalışmanın kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, öncelikle davalılara ait bir çok işyeri bulunduğundan her bir işyerinin dönem bordrosunun getirtilmesi zor olacağından dinlenen tanıkların hizmet cetvellerini temin ederek davalı işyerlerinde çalışması olan kamu tanığı niteliğince olup olmadıklarını tespit etmek, dava konusu yapılan çalışma döneminin tamamında, imzalı ücret bordrosu olan dönemlerde imzalı ücret bordrosu kadar, imzalı ücret bordrosu olmayan veya olup da itiraz edilen imzaların davacıya ait olmadığı anlaşılan dönemlerde ise davalı işyerlerinde çalışması geçen kişilerin beyanlarına başvurmak, beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden … Ltd.Şti.’ne yükletilmesine, 07/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.