Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/15731 E. 2014/14668 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15731
KARAR NO : 2014/14668
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

MAHKEMESİ : Çanakkale İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/06/2013
NUMARASI : 2013/119-2013/250

Davacı, sigortalılık başlangıcının 1977 olarak tespitiyle, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine, hizmetlerinin birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun ve davalı işverenin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının, sigorta başlangıcının 1977 yılı olarak tespiti ile 1977-1978 yıllarında davalı işyerinde geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmalarının tespit edilerek diğer çalışmaları ile birleştirilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının sigorta başlangıcının 1977 olarak tespitine, 1977-1978 yılları arasında davalı işveren nezdinde sigortalı olarak çalıştığının tespiti ile söz konusu çalışmalarının diğer hizmetleri ile birleştirilmesine karar verilmiş ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup, usul ve yasaya aykırıdır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve
işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı Ç. Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’ne bağlı olan 11980.17 sicil nolu Üretim İstasyonu Müdürlüğü isimli işyeri tarafından davacı adına herhangi bir işe giriş bildirgesinin verilmediği, davacının isminin, davalı işyerinin 1977 yılı 4. dönem; 1978 yılı 3.dönem bordrolarında yer aldığı, davalı işyerinin 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı tarihin 24/11/1977 olup, halen faal göründüğü, mahkemesince davalı işveren yönünden ayrıca vergi kaydı araştırması yapılmadığı, kamu kuruluşu olan davalı işverenden iddia konusu döneme ait belgelerin(ücret bordrosu, puantaj cetveli gibi) talep edilmediği, davalı SGK’dan talep edilen davalı işyerine ait 1977 ve 1978 yılı dönem bordrolarının 1977 yılı 4. dönemden itibaren kuruma ibraz edildiği, kurum kayıtlarında davalı işyerine ait 1977 yılı 1, 2 ve 3. dönem bordrolarının bulunmadığı anlaşılmış, mahkemesince re’sen seçilerek dinlenen bordro tanıkları G. A.(Ö.) ve H.. A..’ın, 1977 ve 1978 yıllarında davacı ile belirtilen işyerinde sürekli olarak ücret karşılığı çalıştıklarını bildirdiği; davacının ismini bildirdiği bordro tanıkları G.. G.., G. A. de benzer şekilde beyanda bulundukları, buna karşılık davacı tarafından bildirilen bordro tanığı K.T.nin ise iş olduğunda yaz ve kış mevsimlerinde aylık ücret ile çalıştıklarını, davacının da 1977-1978 yıllarında belirtilen işyerinde işçi olarak çalıştığını ifade ettiği tespit edilmiş olup, bordro tanıklarının, davacının işe başladığı ve ayrıldığı tarihler hususunda açık beyanda bulunmadıkları görülmüştür.
Davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri kamu kuruluşudur. Bu nedenle, davalı işyerinde resmi kayıtlara dayanılması ve ücretlerin yazılı belge ile ödenmesi esastır. Kuruma bildirilmeyen dönemlerdeki ücret belgeleri ve bu dönemde davacıya ücret ödenip ödenmediği, ödeme yapılmışsa kim tarafından ödendiğinin araştırılması gerekir. 
Yapılacak iş, davalı işveren nezdindeki ihtilaflı döneme ait ücret tediye bordrolarının ve puantaj kayıtlarının tamamının aslını veya onaylı ve okunaklı örneklerini getirtmek, ücret ödeme bordrolarında davacının imzasının bulunup bulunmadığını saptamak, davacının işyeri özlük dosyasının eksiksiz ve onaylı bir örneğini işyerinden istemek, işveren kuruluşun davacı ile ilgili yetkili şef, amir, müdür, muhasebe çalışanı gibi yetkili kişilerini dinlemek, davacının dönem bordrolarındaki çalışmalarının dışındaki dönemde ücretini ne şekilde aldığını araştırmak, bu dönemde çalıştığına ve ücret aldığına ilişkin belgeleri getirtmek, davacının resmi kayıtlara geçmeyen dönemlerde çalıştığını ve ücretini aldığını gösterir belgelerin ibraz edilememesi halinde bunun nedenini araştırmak ve haklı ve izah edilebilir bir nedene dayanıyor ise bu takdirde tanık sözlerine itibar etmek, işyerinin Kanun kapsamına alınış tarihi dikkate alınarak, davalı işverene ait sözkonusu işyerinin vergi kayıtlarını araştırmak, davacının çalışmasını somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Öte yandan, hüküm fıkrasında gün ve ay belirtilmeksizin, davacının sigorta başlangıcının 1977 yılı olarak, davalı işveren nezdindeki hizmet süresinin ise 1977-1978 yılı olarak belirlemesi suretiyle, infazda tereddüt yaratacak şekilde yetersiz ve eksik inceleme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.