YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15543
KARAR NO : 2014/259
KARAR TARİHİ : 14.01.2014
MAHKEMESİ : Ankara 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2013
NUMARASI : 2011/928-2013/106
Davacı, ayakta dik pozisyonlandırma cihazı bedelinin yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, HMK’nun 150/6 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ….. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davalı kurum sigortalısı olan davacı için gerekli ayakta dik pozisyonlandırma cihazı bedeli olan 31.288,22 İsviçre Frangının yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, taraflarca takip edilmeyen davanın HMK’nın 150/6. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, davacı vekilinin mazeretinin reddine dair kararın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanun’un 7. maddesine göre İş Mahkemelerinde uygulanan şifahi yargılama usulünü düzenleyen HUMK’un 473 vd. maddeleri 6100 sayılı HMK’nın 450. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Yasa’nın 316/d bendine göre “hizmet ilişkisinden doğan davalara”, 316/g maddesine göre de “Diğer kanunlarda yer alan ve yazılı yargılama usulü dışındaki yargılama usullerinin uygulanacağı belirtilen dava ve işlere” basit yargılama usulünün uygulanması gerektiğinden eldeki uyuşmazlığa basit yargılama usulünün uygulanması gerektiği açıktır.
Basit yargılama usulüne ilişkin kurallar HMK’nın 316 – 322. maddelerinde düzenlenmiş olup Yasa’nın 320/4. maddesine göre basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, davanın açılmamış sayılmasına karar verilir ve Yasa’nın 322/1 maddesine göre bu Kanun ve diğer kanunlarda basit yargılama usulü hakkında hüküm bulunmayan hâllerde, yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır.
HMK’nın 150. maddesine göre usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
6100 HMK’nın 30. maddesine “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür” ve HMK’nın 150/2. maddesinde ifade edildiği üzere “geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez”. Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde; Anayasa’nın 141/son ve HMK’nın 30. maddelerine göre “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması” biçiminde açıklanan temel ilke çerçevesinde davacının duruşmaya katılmama gerekçesi “geçerli bir özür” olarak kabul edilebilir ise davacının “geçerli bir özrü nedeniyle duruşmaya katılmadığı” kabul edilerek dosya işlemden kaldırılmamalıdır.
Somut olayda, dosyanın 05.11.2012 tarihli takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekilinin 19.11.2012 tarihinde yenileme dilekçesi verdiği, 26.02.2013 olan duruşma gününün taraflara tebliğ edildiği, davalı vekilinin başka Mahkemede duruşması olduğu gerekçesiyle 25.2.2013 tarihinde faksla mazeret dilekçesi gönderdiği, dilekçesinde duruşma gününü kalemde öğreneceğini belirttiği, davalı vekilinin mazereti ile ilgili olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmediği, davacı vekilinin de, duruşmadan önce sağlık sorunları olduğunu belirterek mazeret dilekçesi verdiği, mazeret dilekçesinde posta pulunun ekli olduğunun belirtildiği, duruşmadan önce Mahkemeye ibraz edildiği anlaşılan davacının mazeret dilekçesine Mahkemece, posta pulu ekli olmadığına dair herhangi bir şerh düşülmediği, buna rağmen 26.02.2013 tarihli oturumda; “posta pulu ekli olduğu belirtilmesine rağmen masraf vermediği” gerekçesiyle davacı vekilinin mazeretinin reddine ve taraflarca takip edilmeyen davanın HMK.nın 150/6 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür.
Davacının mazeret dilekçesinde posta pulunun ekli olduğu belirtilmesi ve Mahkemece olmadığına dair bir şerh düşülmeden dosyaya intikal etmesi karşısında mazeret dilekçesinin reddi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.