Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/1552 E. 2014/2312 K. 14.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1552
KARAR NO : 2014/2312
KARAR TARİHİ : 14.02.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/12/2012
NUMARASI : 2008/149-2012/742

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının 21.11.1997-31.12.2003 tarihleri arasında davalı Belediye Başkanlığı’na bağlı “Ş… Huzurevi’ nde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının, dava kendilerine ihbar edilen dava dışı Ö… İntursa Güv. Kor. Hiz. Ltd. Şti ve V… Çevre Temizlik Aityapı Sağlık Hiz. Ltd. Şti tarafından davaya konu dönemin bir kısmında SGK’na bildirilmiş çalışmalarının bulunduğu, bu şirketler ile davalı Belediye Başkanlığı arasında alt işverenlik ilişkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davalı Belediye Başkanlığı, davacı ile aralarında hizmet ilişkisi bulunmadığını, davacının şirketlerine iş yapan müteahhitler yanında çalıştığını, Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin müteahhitleri ilgilendirdiğini iddia ederek, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık, ilk olarak, davalı Belediye Başkanlığı ile dava dışı yükleniciler arasındaki sözleşmelerin muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve bunun sonucu olarak da davalı Belediye Başkanlığı’nın gerçek işveren olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacının sosyal haklarını, ücretini, sigorta primlerini ödeyen, kendi işyerinden işe giriş bildirgesini ve prim bildirgelerini veren, ihale suretiyle davalı Belediye Başkanlığı’ndan sözleşme kapsamında tanımlanan işi alan dava dışı işverenlerdir. Davalı asıl işveren ile ihale ile iş alan alt işverenler arasında düzenlenen sözleşme ve eki şartnamelere göre işe alınacak sigortalılarla ilgili çalışma koşulları, sosyal ve ekonomik haklar ile ilgili düzenlemeler asıl işverenin alt işverenle birlikte sorumluluğunu düzenleyen mevzuat hükümleri sonucu olup, alt işverenin, işverenlik sıfatını ve sorumluluklarını ortadan kaldıran düzenlemeler değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun (14.11.2001 Tarih, 2001/9-711 Esas, 2001/820 Karar sayılı) kararında da ifade edildiği gibi, alt işverenlerin değişmesine karşın, davacı sigortalının ihaleyi alan yeni alt işveren yanında çalışmasını sürdürmesini engelleyici bir düzenleme olmadığı gibi, koşullarının oluşması halinde 506 sayılı Kanunun 82. maddesi kapsamında işyeri devri olarak da ele alınabileceğinden bu durumu da muvazaa olarak değerlendirmek mümkün olmamaktadır.
Somut olaydaki diğer uyuşmazlık ise, işverenler arasındaki hukuksal ilişkinin dayanağının davaya konu olaydaki gibi 506 sayılı Kanunun 87. maddesi olması halinde asıl işverenin, alt işverene hizmet akdi ile bağlı sigortalının 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi uyarınca açacağı hizmet tespiti davasında -işveren olarak- taraf gösterilip gösterilemeyeceği sorunudur.
506 sayılı Kanun’un 87’nci maddesinde, bu Kanunun işverene (aracıya – alt işverene) yüklediği ödevlerden dolayı asıl işverenin de sorumlu olduğu belirtildiğine göre, aylık sigorta primlerinin Kuruma yatırılması, aylık sigorta prim bildirgelerinin, dört aylık sigorta primleri bordrolarının, aylık prim ve hizmet belgelerinin Kuruma verilmesi gibi ödevlerin yasal süresi içerisinde yerine getirilmemesi durumunda, Kuruma karşı her iki işverenin de teselsül hükümleri gereğince sorumlu tutulacağı açıktır. Anılan dava ile sigortalı, çalışma sürelerinin saptanmasının yanı sıra, bu sürelere ait primlerin de her iki işverence Kuruma ödenmesini amaçladığından ve davada elde edilecek kesinleşmiş hüküm doğrultusunda sigorta primlerinin Kurumca alınması söz konusu olacağından, davanın asıl işverenin de hak alanını ilgilendirdiği belirgindir ve sonuç itibarıyla bu tür hizmet tespiti davalarında sigortalıyı çalıştıran aracı – alt işverenle birlikte asıl işverenin de taraf sıfatının (pasif husumet ehliyetinin) varlığı kabul edilmelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yukarıda değinilen 10.11.2010 gün ve 2010/21-497 Esas, 2010/590 Karar sayılı ilamında da aynı görüşten hareketle bu sonuca ulaşılmıştır. Ancak, Kurumla beraber yalnızca aracı işverene karşı açılan davalarda, mahkemece, taraf teşkili açısından herhangi bir eksikliğin bulunmadığının benimsenmesi, dolayısıyla davacı sigortalıya asıl işvereninin de davaya katılımının sağlanması yükümünün yüklenmemesi, diğer taraftan her iki işverenin taraf olduğu davalarda yargılama sonunda kurulacak hükümde sigortalıyı çalıştıran işveren (aracı – alt işveren) özellikle belirtilip, sigorta primleri yönünden her iki işverenin teselsül hükümlerine göre sorumlu olduğunun açıklanması gerekmektedir.
506 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler “İşveren” olarak tanımlanmıştır. “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Davacı sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin, dava dışı alt işverenler tarafından düzenlenmiş olması karşısında, hizmet tespitine yönelik davanın bu işverenlere husumet
yöneltilerek açılması gerekir. Davanın, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet sözleşmelerinin tarafı olan alt işverenlere yöneltimesi, hizmet ilişkisinin ve süresinin tespiti; gerek ispat külfeti, gerekse delillere ulaşabilme gibi konular nedeniyle de davanın sübutu için önem arzetmektedir.
Mahkemece, davacıya ait hizmet döküm cetvelinde görünen ve alt işveren oldukları anlaşılan; dava dışı Ö… İntursa Güv. Kor. Hiz. Ltd. Şti ve V.. Çevre Temizlik Aityapı Sağlık Hiz. Ltd. Şti’ne, HMK.’nın 124. maddesi uyarınca husumet yöneltmesi için davacıya mehil verilmeli; husumet yöneltildiğinde, anılan alt işverenlerin göstereceği deliller toplanmalı, bütün deliller toplandıktan sonra, yapılacak değerlendirme sonucuna göre bir karar verilmeli, ancak davacıyı çalıştıran alt işverenler olduğundan, tespit hükmü alt işverenler hakkında kurulmalı, asıl işveren olan davalı Belediye Başkanlığı’nın sorumluluğu ise ödenmeyen prim borçlarıyla sınırlı olup, aleyhine tespit hükmü kurulmamalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden B.. B..’ne iadesine
14.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.