Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/15433 E. 2014/3083 K. 25.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15433
KARAR NO : 2014/3083
KARAR TARİHİ : 25.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/06/2013
NUMARASI : 2010/402-2013/719

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, 110.197.48 TL. maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25/02/2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı Ö.. Maden San. Ve Tic. AŞ. yetkilisi ve vekili Avukat.. geldi karşı taraf adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimitarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 27.05.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 22,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davcıya yapılan 10.000,00-TL ödemenin makbuz niteliğinde olduğu zarara karşılık yapılmadığı işveren ödemesi niteliğinde bulunduğundan maddi tazminattan indirilmemesi gerektiği kabul edilerek davacının maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemenin maddi tazminat karşılığı yapılan ödemenin ödeme tarihindeki zararı karşılama oranına göre yapılan ödemenin makbuz niteliğinde olduğuna ilişkin değerlendirmesi yerindedir. Ne var ki yapılan bu ödemenin makbuz niteliğinde kabulüne rağmen maddi tazminattan yöntemince indirilmemesi hatalı olduğu gibi, davacının imzasını taşıyan 04.09.2008 tarihli ibranamenin manevi tazminatın takdirinde gözetilmemesinin nedenleri açıklanmadan yazılı şekilde manevi tazminat takdiri hatalı olmuştur.
04.09.2008 Tarihinde düzenlenen İbranameye göre, davacının 27.05.2007 tarihindeki iş kazası nedeniyle maddi tazminatına karşılık 10.000,00-TL ve manevi tazminatına karşılık 1.000,00-TL alarak davalı işvereni ibra ettiği, belirtilmiş bulunup davacı ve işverenin imzasını taşıdığı ve ibranamedeki imzaya görülmekte olan dava sırasında itiraz edilmediği uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık 04.09.2008 tarihli belgenin maddi ve manevi tazminatlar bakımından ibraname olarak kabulünün mümkün olup olmadığına ilişkindir.
Mahkemece yaptırılan inceleme sonunda ödeme tarihindeki zararın miktarı ile yapılan ödemenin zararı karşılama oranına göre 10.000,00-TL’lik ödeminin makbuz niteliğinde kabulü isabetlidir. Ne var ki yapılan ödemenin miktarı, hesaba esas alınan ücret, ibraname içeriği dikkate alındığında bunun iş kazası nedeniyle maddi tazminata karşılık yapıldığı ve maddi tazminata hükmedilirken ödeme tarihindeki zararı karşılama oranında indirilmesi gerekirken, yardım yada başka bir amaçla verildiğine ilişkin her hangi bir delil bulunmadığı halde, yapılan bu ödemenin dikkate alınmadan maddi tazminata karar verilmesi isabetsizdir.
Manevi tazminat gelince; Hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. Başka bir anlatımla üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle, manevi tazminatın bölünmesi, bir kısmının dava konusu yapılması kalanın saklı tutulması olanağı yoktur. Niteliği itibariyle manevi tazminat bölünemez. Bir defada istenilmesi gerekir. Yargıtay H.G.K’ nun 25.9.1996 gün ve 1996/21-397-637 karar ile 13.10.1999 gün ve 1999/21-684-818 sayılı kararı da bu doğrultudadır. Somut olayda davacının manevi zararına karşılık yapılan 1.000,00-TL ödemeyi kabul ederek ibraname verdiğine göre, manevi tazminat talebinin reddi yerine, manevi tazminatın bölünmeyeceği göz ardı edilerek ve manevi tazminat karşılık yapılan ödemeye itibar edilmeme nedeni açıklanmaksızın yazılı şekilde manevi tazminata karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100.00 TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,

25.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.