Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/15373 E. 2014/5697 K. 24.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15373
KARAR NO : 2014/5697
KARAR TARİHİ : 24.03.2014

MAHKEMESİ : Trabzon 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2011/1285-2013/231

Davacı, 01/02/1988-01/12/2010 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01/02/1988-01/12/2010 tarihleri arası kısa süreli SSK kapsamındaki çalışmalar dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının 01/02/2009-31/12/2009 tarihleri arası tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 31/07/2013 tarihli Kurum yazısına göre davacının 01/07/1988 tarihi itibariyle resen veya rızaen tarım Bağ-Kur sigortalılığı kapsamına alındığı ancak SSK kapsamında çalışmaları nedeniyle yine resen yada rızaen kapsam dışı işleme tabi tutulduğunu, bu yüzden sigortalılık dosyası açılmadığının belirtildiği, Kurum tarafından 01/04/2005 tarihinde yeniden tescil edildiği, SSK’lı çalışmaya başlaması nedeniyle 23/05/2006 tarihinde sigortalılığın terkin edildiği ve bu tarihler arasında uyuşmazlık bulunmadığı, teslim ettiği ürünlerden Ocak/2009 tarihinde prim kesintisi yapıldığı, 15/06/2004 tarihinde ziraat odası kaydının başladığı, muhtar tutanağında tarımla uğraştığının belirtildiği, tarım ilçe müdürlüğü kayıtlarına göre 15 dekar tarla kullandığı, 10/06/1987-23/09/2008 tarihleri arası SSK kapsamında kısa süreli hizmetlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’nın 10. maddesine göre “sigortalıların kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye ve muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, pancar ekicileri istihsal kooperatifleri ve Birliği Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi kayıtları esas alınır.”
Öte yandan tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, gerek 506 ve gerekse 1479 sayılı Yasa’lar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasa’nın 36 ve 10.maddesindeki şartların da gerçekleşmesi halinde 506 ve 1479 sayılı Yasa’lar kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 ve 1479 sayılı Yasa’lar kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve anılan çalışmaların sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması, talep veya aynı Yasa’nın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir
Bir yıldan daha az süren zorunlu sigortalılık kapsamındaki çalışmalar kısa süreli olup, kesintisiz bir şekilde bir yıl veya daha fazla süren çalışmalar ise uzun süreli çalışmadır.
Somut olayda, Kurum davacının 01/07/1988 tarihinde tescil edildiğini ancak SSK kapsamında çalışmaları nedenyle kapsam dışı işleme tabi tutulup, sigortalılık dosyası açılmadığını belirtmiş ise de, öncelikle davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği görülmektedir. Öte yandan kısa süreli SSK kapsamındaki çalışmalarda tarım Bağ-Kur sigortalılığını tümden sona erdirmeyecektir. Ayrıca tarım ilçe müdürlüğü kayıtlarında 15 dekar tarla kullandığı ve muhtar beyanını içeren tutanakta tarımla uğraştığının belirtildiği görülmektedir.
Yapılacak iş, davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğu göz önünde bulundurarak öncelikle nizalı dönemde yukarıda anılan maddede belirtilen kayıtların olup olmadığını söz konusu kuruluşlardan, davacının ziraate elverişli taşınmazlarının bulunup bulunmadığını ilgili tapu idaresinden, özel idareden, belediyeden araştırmak, varsa bunları kullanıp kullanmadığını belirlemek, köy muhtarı ve azalar ile yeterli bilgi ve görgüye sahip kişileri belirleyip tanık olarak dinlemek, tarımsal kredi kullanıp kullanmadığını, arazi kiralayıp kiralamadığını tespit etmek, ayrıca zabıta tahkikatı ile de ayrıntılı araştırma yaptıktan sonra diğer bütün delilleri birlikte değerlendirerek sonucuna göre karar vermesi gerekirken, yeterli araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi yerinde değildir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.