YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15246
KARAR NO : 2014/15823
KARAR TARİHİ : 01.07.2014
MAHKEMESİ : Denizli 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/07/2013
NUMARASI : 2011/1109-2013/439
Davacı, çifte sigortalı göründüğü 02/03/2007-04/04/2011 tarihleri arasında zorunlu sigortalı (4/a) kapsamında çalışmaları ile çakışan Bağ-Kur (4/b) sigortalılığının iptaline, çakışan bu sürelerde zorunlu SSK (4/a) sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 02.03.2007-04.04.2011 tarihleri arasında 506 sayılı yasa ve 5510 sayılı yasanın 4/a maddesi kapsamında geçen zorunlu sigortalı çalışmaları ile çakışan Bağ-Kur (4/b) sigortalılığının iptaline ve çakışan bu sürelerde 506 sayılı yasa ve 5510 sayılı yasanın 4/a maddesi kapsamında zorunlu sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile yazılı şekilde karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, 02.03.2007 tarihinden sonraki Bağ-Kur sigortalılığı ile birlikte 02.03.2007-04.04.2011 tarih aralığındaki aralıklı olarak 506 sayılı yasa ve 5510 sayılı yasanın 4/a maddesi kapsamında geçen zorunlu sigortalı çalışmaların çakışmasında toplanmaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 06.02.2004 tarihli Bağ-Kur işe giriş bildirgesi ile B. Turizm Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ortaklığına istinaden 09.01.2004 tarihinde tescil olunduğu, davacının 02 02.03.2007 – 30.06.2008, 26.07.2008 – 27.08.2008 tarihleri arasında 506 sayılı yasaya tabi çalışmalarının, 07.03.2009 – 30.11.2009, 18.12.2009 – 04.04.2011 tarihleri arasında 5510 sayılı yasanın 4/a maddesi kapsamında geçen çalışmalarının bulunduğu, 09.01.2004-29.07.2004, 06.07.2006-04.04.2011 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalılık kaydının bulunduğu, davacının B. Turizm Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti ortaklığının 04.04.2011 tarihindeki hisse devir sözleşmesi ile sona erdiği, K. Turizm Tekstil Makine Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’de ise 06.07.2006-13.04.2010 tarihleri arasında ortak olduğu, anlaşılmaktadır.
5510 Sayılı Yasa’nın 17.04.2008-5754 S.K./7.mad ile değiştirilen 9/3 maddesinde kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık; “….limited şirket ortaklarından hisselerinin tamamını devreden sigortalıların, hisse devrinin yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihten,… itibaren sona erer” hükmü yer almaktadır.
“Çakışan sigortalılık sorununu” gerek 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve gerekse 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu birbirlerine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp sigortalının önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasal sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasanın 3. maddesinin I. ( F ) bendinde “Kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların” ( K ) bendinde ise, “Herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların” sigortalı sayılmayacağı” belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 24. maddesinin I. ve II. Fıkralarında da bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında başkaca sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir. Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp, önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır (29.06.2005 gün ve 2005/21-389E, 2005/430K Sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı da aynı yöndedir.).
1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı yasanın 53/1 maddesinde “Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık nedenlerinden birden fazlasına aynı anda tâbi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı” bildirilmiştir. 3.2.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasanın 33. maddesi ile değiştirilen ve 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Yasanın sigortalılık hallerinin birleşmesi başlıklı 53/1. maddesinde ise “Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çakışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı” belirtilmiş ve aynı yasanın Geçici 33. maddesinde ise “Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla yapılan değişiklikler, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmaz”hükmü getirilmiştir.
Görüldüğü üzere kanunların derhal uygulanması ilkesinin olmasına rağmen aynı yasanın Geçici 33. Maddesiyle 01.03.2011 tarihli, 5510 sayılı Yasanın 53. üncü maddesinin birinci fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla yapılan değişikliklerin, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmayacağı hükmü getirilmiştir.
Somut olayda, davacının önceden başlayıp kesintisiz devam eden limited şirket ortaklığı nedeniyle 02.03.2007-01.03.2011 tarihleri arasında Bağ-Kur zorunlu sigortalısı olacağı, 3.2.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasanın 33. maddesi ile değiştirilen ve 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Yasanın sigortalılık hallerinin birleşmesi başlıklı 53/1. maddesi gereğince de 01.03.2011-04.04.2011 tarihleri arasında 5510 sayılı yasanın 4/a kapsamında zorunlu sigortalı olacağı göz ardı edilerek yazılı şekilde verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden taraflardan davacıya yükletilmesine 01/07/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.