YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1502
KARAR NO : 2014/4326
KARAR TARİHİ : 10.03.2014
MAHKEMESİ : Sivas İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2012
NUMARASI : 2012/129-2012/425
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının son ücreti 1.200,00.-TL olmak üzere, davalı işyerinde geçen ve S.. S..’na bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti ile bu döneme ilişkin işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, Dairemizin, hizmet tespiti ve işçilik alacakları davalarının tefrik edilerek görülmesi gerektiği yönündeki bozma ilamı üzerine işçilik alacakları davası tefrik edilerek, hizmet tespiti davasının kısmen kabulü ile davacının davalıya ait işyerinde 30/12/2003-15/01/2005 tarihleri arasında; 2003 yılında 2 gün, 2004 yılında 360 gün, 2005 yılında 15 gün olmak üzere toplam 377 gün 506 sayılı yasanın 79/10 ve 5510 sayılı yasanın 86/9.maddesi uyarınca sigortalı olarak çalıştığının tespitine , fazla istemin reddine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olur. Ayrıca somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Mahkemenin bu tür davaların kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olması ve kamu düzenini ilgilendirdiğini göz önünde tutarak gerektiğinde; doğrudan soruşturmayı genişletmek suretiyle ve olabildiğince delilleri toplaması gerekmektedir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 15/03/1982 tarihli ilk işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına intikal ettiği, hizmet cetvelinde davacı adına 15/03/1982-2009/6. dönemleri arasında toplam 3883 gün hizmet bildiriminde bulunulduğu, ihtilaflı dönemde hizmet bildiriminde bulunulmadığı, “12637” sicil sayılı kerestecilik faaliyeti ile uğraşan işyerinin 01/10/1977 tarihinde Kanun kapsamına alındığı, ihtilaflı döneme ilişkin işyerine ait sadece 2000/3 ve 2004/12.ay dönem bordrolarının dosyada yer aldığı, 02/04/2001 tarihinde S.. S.. denetim elemanlarınca işyerinde denetim yapıldığı, denetim neticesi sadece işverenin çalışmasının tespit olunduğu hususunun tutanağa bağlandığı, davacı tarafından imzalı isteğe bağlı sigortalılık bildiriminin 29/01/2003 tarih ve 10683 varide no ile Kurum kayıtlarına intikal ettiği, komşu işyerini ve davacının çalışmasının tespiti ve davalı işyeri ile ilgili olarak zabıta araştırmasının yapıldığı, Vergi Dairesi’nin 13/07/2010 tarih ve 22317 sayılı yazı cevabı ile davacıya ait herhangi bir vergi mükellefiyet kaydının olmadığının mahkemeye bildirildiği, bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu ve davacı ile davalı tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda mahkemece yetersiz davacı tanıklarının beyanları nazara alınarak sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Davacı tanıklarının davacının hızar ustası olarak çalıştığını ve bu çalışmasının süreklilik arz ettiğini belirtmelerine rağmen davacının hangi tarihler arasında çalıştığının tam olarak ispat edilemediği görülmektedir.
Yapılacak iş, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan ve Yeni Sanayii Sitesi’ne taşınan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ile davalılardan Y.. Ç..’e iadesine, 10/03/2014 günlü oturumda oybirliği ile karar verildi.