Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/14977 E. 2014/8493 K. 21.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14977
KARAR NO : 2014/8493
KARAR TARİHİ : 21.04.2014

MAHKEMESİ : Akşehir 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2012/541-2013/263

Davacı, yetim aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptaliyle kesilen aylıkların yeniden bağlanmasına, ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile aylıkların kesildiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte yeniden bağlanması ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 01/02/2010 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden boşandığı, 01/07/2011 tarihinde yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya 1999 yılında ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davalı Kurum tarafından başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 07/03/2012 tarihli kontrol memuru raporunda; davacının adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri olan Y. Mah. Ş. T.M. Cd. No:.. A. adresinde apartman yöneticisi A. G. ile yapılan görüşmede, davacının, – .. nolu dairede 2 yıldır oturduğunu, hafta için yalnız; hafta sonu ise eşi olarak tanıttığı H. A.ile birlikte kaldığını bildirdiği, diğer apartman sakinlerinin ve Y.Mahalllesi muhtarı C. K.’nin de, apartman yöneticisinin ifadesini destekler şekilde beyanda bulundukları tespit edilmiştir. Mahkemesince yaptırılan kolluk araştırmalarında, davacının boşandığı eşi Hidayet’in D. sanayisinde motor ustası olarak çalıştığı, D. H. Mahallesinde bekar evi olduğu ve davacının bu adrese gidip gelmediği, eski eşin ise bu adrese ayda bir uğradığı, daha çok Akşehir’e gidip geldiği belirlenmiş, sanayi esnafından sorulduğunda eski eş Hidayet’in boşandığından haberdar olmadıklarını, hafta sonu iş için eski eş Hidayet’i aradıklarında telefona eşi olduğunu söyleyen bir kadının çıktığını ve telefonu Hidayet’e verdiğini bildirmişler; davacının yerleşim yeri olan Y. Mah./A. adresinde yapılan araştırmada da davacı ve boşandığı eşinin bu adreste birlikte yaşadıkları, aynı evi paylaştıkları tespit edilmiş, davacı tanığı Z. A.’ın davacı ve boşandığı eşinin fiilen birlikte yaşamadıklarını beyan ettiği anlaşılmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru raporunda beyanına başvurulan apartman yöneticisi A. G., diğer apartman sakinleri ve Y. Mahallesi Muhtarı C. K.’nin birbirlerini destekler şekilde davacı ve eski eşinin, aynı adreste fiilen birlikte yaşadıklarını bildirmeleri; mahkemesince davacı ve boşandığı eşinin kayıtlı oldukları yerleşim yerlerinde yaptırılan kolluk araştırmaları sonucunda eski eşin kayıtlı bulunduğu adreste ara sıra kaldığını, çoğunlukla Akşehir’e gittiğini, esnaf arkadaşlarının boşandığından haberdar olmadığı gibi, hafta sonu iş için arandıklarında, telefonuna eşi olduğunu söyleyen bir kadının baktığını beyan etmeleri ve yine Akşehir Emniyet Müdürülüğünce yapılan çevre araştırmasında davacı ve boşandığı eşinin Y. Mah.deki adreste fiilen birlikte yaşadıklarının tespit edilmesi hususları birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi..