Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/14919 E. 2014/9246 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14919
KARAR NO : 2014/9246
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/05/2013
NUMARASI : 2011/720-2013/493

Davacı, eksik işçilik bildirimi nedeniyle kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacı şirkette çalışan bir kısım işçiler ile ilgili eksik prim tahakkuk ettirildiği gerekçesiyle, davalı Kurumca tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammı dahil toplam 294.769,19 TL’den dolayı davacı şirketin borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacı şirketin işsizlik sigortası dahil borcunun 28.376,28 TL olduğuna, bunu aşan 266.392,91 TL’den dolayı borçlu olmadığının tespitine, davadan sonra ödenen tutardan 28.376,28 TL asıl alacak, faiz ve cezaların mahsubundan sonra kalan kısmın davalıdan istirdatı ile davacı şirkete ödenmesine karar verilmiştir.
5510 sayılı Yasa’nın 85 ve 86. maddeleri ile diğer hükümler birlikte değerlendirildiğinde, Kuruma kendisine bildirilen ve bildirilmeyen işçilik yönünde inceleme yapma yetkisi açıkça verilmektedir. 4958 sayılı Yasa’nın 37. maddesi ile değişik 506 sayılı Yasanın 79. maddesinde de Kurumun eksik işçilik bildirimi konusunda resen araştırma yetkisinin bulunduğu açıktır. Y.H.G.K.’nun 21.11.2001 günlü 2001/965 Esas, 2002/1038 Karar sayılı Kararı da aynı yöndedir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, .. sicil numaralı davalı işyerinin yapı denetim şirketi olduğu, 16.06.2003 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alındığı, bu işyerinde 01.01.2008 – 31.12.2008 dönemi için asgari işçilik incelemesi yapıldığı, ancak davacı işyerinde asgari işçilik yönünden değerlendirme yapılmasına gerek olmadığı, ücreti eksik bildirilen kişiler yönünden odalardan bildirilen değerlere göre ek aylık prim ve hizmet belgelerinin istenilmesi, verilmemesi halinde resen düzenlenmesi gerektiğinin belirtildiği, Kurum tarafından davacıdan, işe giriş bildirgelerin verilmesinin istenilmesinden sonra davacı tarafından 20.04.2011 tarihinde talep edilen kişiler ile ilgili 01.01.2008 tarihli işe giriş bildirgelerinin verildiği, emekli çalışanlar ile ilgili olarak Sosyal Güvenlik Destek Primi bildirgelerinin Kuruma verildiği, davacının İdari Para Cezasını 6111 sayılı Kanun uyarınca yapılandırıp ödediği, Kurumun davacı aleyhinde icra takibine başlamasından sonra davacının 25.09.2012 tarihinde 461.263,19 TL ve 30.527,82 TL olmak üzere 491.791,01 TL ödeme yaptığı, davacı şirketin 31.05.2011 tarihinde sadece idari para cezası yönünden yapılandırmadan yararlanmak istediğine dair başvuruda bulunduğu, tek bilirkişiden alınan rapor ile hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Kurumun ek prim tahakkukunun iptaline ilişkin davalarda; uyuşmazlığın çözümü için kayıt ve defterler üzerinde inceleme yapılması, faturaların doğruluğunun ve niteliğinin belirlenmesi, incelemeye konu işin (sektörün) özelliklerine göre işçilik miktarının ve asgari işçilik oranının tespiti gerekir. Bu hususların incelenmesi ise özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden; HMK’nın 266. maddesine göre sosyal güvenlik alanında uzman olan bir hukukçu, Kurumun defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapacak serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişi (veya yeminli mali müşavir) ve davacı şirketin yapı denetim işi yapması nedeniyle bu iş (sektör) konusunda bilgi sahibi (inşaat mühendisi, elektrik mühendisi, vb.) bir bilirkişi olmak üzere üç kişilik bilirkişi kurulundan açıklayıcı ve denetime elverişli rapor alınmalıdır.
Ayrıca, primleri eksik bildirildiği iddia olunan kişilerin nitelikleri ve yaptıkları işe göre ücret araştırması yapılması, eksik işçilik bildirimi konusunda Kurumca çıkarılan tahakkuk işleminin iptali, aynı zamanda hakkında işlem yapılan çalışanların hak alanını da ilgilendirdiğinden, işleme konu çalışanların davaya dahil edilerek göstereceği deliller toplanarak sonuca gidilmesi gerekir.
Somut olayda, ücret araştırmasının yapılmadığı, hak alanı etkilenen çalışanların davaya dahil edilmediği, hatta tanık olarak dahi beyanlarının alınmadığı, tek kişiden alınan ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu ile hüküm kurulduğu görülmüştür.
Yapılacak iş; öncelikle davacıya dava konusu işlemden etkilenen çalışanları davaya dahil etmesi için önel vermek, bu kişilerin davaya dahil edilmesi sağlandıktan sonra beyanlarını alıp delillerini toplamak, ilgili odalardan ve emsal işi yapan işyerlerinden çalışanların yaptığı iş ve nitelikleri belirtilerek ücret araştırması yapmak, yapı denetim şirketlerinin çalışmaları, işçi çalıştırmaları ile ilgili çıkarılan yönetmelikleri ve genelgeleri getirtmek, davalı Kurumun her bir işçi için hangi dönemlerdeki çalışmalarının kabul edilerek eksik işçilik bildirimi hesabı yaptığına dair tüm dayanak kayıt ve belgeleri getirtmek, ilgili kayıt ve belgelerin denetime elverişli olmadığının anlaşılması halinde, dava konusu edilen tahakkukun hangi verilere göre saptandığını Kuruma ayrıntılı olarak açıklattırmak, eksik bildirime konu işçilerin işyerine giriş ve işten ayrılışlarını ilgili bakanlıktan getirtmek, eksik işçilik incelemesine konu olan çalışanlardan hizmet cetvelleri olmayanların hizmet cetvellerini getirtmek, tüm çalışanların ücret ödeme belgelerini işyerinden temin etmek, gerektiğinde vergi dairesinde uyuşmazlık dönemlerine ait vergi tahakkuk belgeleri getirtilerek bu kişilere ödenen ücret ile Kuruma yapılan bildirimleri karşılaştırılmak suretiyle eksik işçilik tutarının olup olmadığının hiç bir tereddüde yer vermeyecek şekilde saptanabilmesi için yukarıda nitelikleri belirtilen bilirkişi heyetinden rapor alarak sonuca gitmek gerekir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.