Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/14720 E. 2014/5021 K. 17.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14720
KARAR NO : 2014/5021
KARAR TARİHİ : 17.03.2014

MAHKEMESİ : Düzce İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/04/2013
NUMARASI : 2011/777-2013/316

Davacı, ilk kesinti tarihini takip eden aybaşından itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine 6111 sayılı kanundan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm, davacının ise, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01/01/1997 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 6111 sayılı Yasanın prim borçlarının yapılandırılması hükümlerinden faydalanması istemine ilişkindir
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 01/01/1997-31/12/1998 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davalarında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması yada ürün tesliminin olması tek başına davanın kabulü için yeterli değildir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti için öncelikle bir prim kesintisinin (tevkifat) bulunması gerekir. Yine bu prim kesintisini (tevkifatı) takip eden yıllarda, tarımsal faaliyete ilişkin olarak, hangi tarımsal ürünlerin yetiştirildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği, bu ürünlerden prim kesintisinin yapılıp yapılmadığı gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir.
Öte yandan ilk prim kesintisini izleyen yıllarda, prim kesintisi (tevkifat) veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilip, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri, Tarım Bağ-Kur sigortalısının kısa süreli olarak SSK’na tabi çalışmasının tarım faaliyetinin devamına engel olmayacağı ve dolayısıyla bu hizmetler dışında tarım faaliyetinin kanıtlanması durumunda sigortalığın devam ettiğinin kabulü gerekeceği yönündedir.
Bir yıldan daha az süren zorunlu sigortalılık kapsamındaki çalışmalar kısa süreli olup, kesintisiz bir şekilde bir yıl veya daha fazla süren çalışmalar ise uzun süreli çalışmadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescilinin bulunmadığı, 2002-2007/11. aylar arası kısa süreli, 01/04/2008 tarihinden itibarende uzun süreli (blok çalışma) SSK kapsamında çalışmalarının bulunduğu, teslim ettiği ürünlerden ilk defa Aralık/1996 tarihi olmak üzere, takip eden 1997, 2004 ve 2005 yıllarında prim kesintisinin yapıldığı, 18/09/1986 tarihinde kooperatif kaydının başladığı, kolluk ve muhtar tutanağında tarımla uğraştığının belirtildiği, tanık beyanlarında 1999 depreminde köyden ayrıldığını, ara sıra gelip gittiğini, 2000 yılında ise evlenip Antalya’ya yerliştiğini beyan ettikleri, 6111 sayılı Yasanın hükümlerinden faydalanmak için 31/05/2011 tarihinde Kuruma müracaat ettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece kayıtlarına göre davacının, 01/01/1997-31/12/1998 tarihleri arası sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesi doğrudur. Ancak verilen karar 2004 ve 2005 yılı tevkifatlarının bu yıllarda ağırlıklı SSK’lı çalışmalar olduğu gerekçesiyle dikkate alınmaması ve 6111 sayılı yasaya yönelik taleple ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi yönlerindenden hatalı olmuştur. Yukarıda belirtildiği gibi prim kesintisine dayalı tespit davalarında, ilk prim kesintisinin yapıldığı yılı takip eden yıllarda da, prim kesintisinin veya ürün tesliminin yani tarımsal faaliyetin sürekli olması gerekir. Sürekli prim kesintisi ve ürün tesliminden amaç, bunun her yıl yapılabileceği gibi, prim kesintisi veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında devam ettiği durumlarda da tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilir. Ayrıca kısa süreli SSK kapsamındaki çalışmalarda tarım Bağ-Kur sigortalılığını kesmeyecektir. Dolayısıyla 2004 ve 2005 yıllarındaki tevkifatlar dikkate alınmadan sonuca gidilmesi hatalıdır.
Yapılacak iş;
1-) Davacını 2004 ve 2005 yılı tevkifatları dikkate alınıp, kısa Süreli SSK kapsamındaki çalışmalar dışlanarak 01/10/2004-31/12/2005 tarihleri arası tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine ve 6111 sayılı Yasaya yönelik süresi içerisinde müracaatı bulunduğundan bu talep yönünden de kabulüne,
2-) Uyuşmazlık konusu olan 01/01/1999-30/09/2004 ve 01/01/2006-01/04/2008 (uzun süreli SSK’lı çalışma başlangıcı) tarihleri arası diğer dönemlere gelince, yukarıda belirtilen hususlara uygun ayrıntılı araştırma yapılarak prim kesintisi veya ürün tesliminin bulunup bulunmadığını tespit etmek, eğer varsa davanın kabulüne, yoksa şimdiki gibi davanın bu dönemler yönünden reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.