Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/14620 E. 2014/4315 K. 10.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14620
KARAR NO : 2014/4315
KARAR TARİHİ : 10.03.2014

MAHKEMESİ : Nevşehir 1.Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2012/328-2013/195

Davacı, 01/09/1994 – 16/05/2005 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, 01/06/2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01/09/1994-16/05/2005 tarihleri arası Kurumca kabul edilen süreler haricinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile tahsis talebini takip eden aybaşı olan 01/06/2011 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması ve ödenmeyen aylıklarında yasal faiziyle davalıdan alınması istemine ilişkindir
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 01/09/1994-16/05/2005 tarihleri arası Kurumca kabul edilmeyen sürelerde tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine ve 01/09/2011 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmasına, ödenmeyen aylıklarında her birinin ödenmesi gereken tarihten itibarenyasal faizle davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
Öte yandan 506 sayılı Yasa’nın 60/1-H ve 62/1 maddelerine göre sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya bu isteğinden sonraki aybaşından başlanarak yaşlılık aylığı bağlanacağı hükmü düzenlenmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının Kurumca 01/09/1994-16/05/2005 tarihleri arası tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilip, 6111 sayılı yasa kapsamında prim borçlarını ödediği, daha sonra ziraat odası kaydı geçersiz sayılarak kesintisiz olan sigortalılık süresi iptal edilerek sadece tevkifat yapılan dönemlerde sigortalı kabul edildiği, davacının teslim ettiği ürünlerden ilk defa Ağustos/1994 tarihi olmak üzere takip eden 1997, 1998, 1999 ve 2000 yıllarında prim kesintisinin yapıldığı,1976-2011 yılları arası ziraat odası kaydının bulunduğu, Haziran/2011 tarihli kontrol memuru raporunda yönetim kurulu kararı olmadığı ve her zaman düzenlenemeyecek belge ibraz edilmediği gerekçesiyle ziraat odası kaydının Kurum tarafından geçersiz sayıldığı, 1978-2011/12. aylar arası 2358 gün 506 (5510/4-1-a) sayılı Yasa kapsamında hizmetinin olduğu, 11/08/2011 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu, tanık beyanlarında üzüm yetiştiriciliği yaptığının belirtildiği, adına kayıtlı 1996 ve 2008 edinme tarihli iki parçadan oluşan toplam 11 dekar üzüm bağı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece kayıtlarına göre davacının 01/09/1994-16/05/2005 tarihleri arası Kurumca kabul edilen sürelerin haricinde tarım Bağ-Kur sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesi doğrudur. Ancak verilen karar aylık bağlanması yönünden hatalı olmuştur. Davacının 17/05/2005 tarihi ile tahsis talep tarihi olan 11/08/2011 arası 1280 gün 506 (5510/4-a) kapsamında hizmeti olduğu, dolayısıyla yaşlılık aylığının 506 sayılı yasa kapsamında bağlanacağı görülmektedir. Her ne kadar aylık koşulları olan yaş, prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresi mevcut ise de, davacının tahsis talep tarihi itibariyle çalıştığı işyerinden ayrılmadığı görülmektedir. Çünkü 506 sayılı Yasa’nın 60/1-H ve 62/1 maddeleri yaşlılık aylığı talep edebilmek için sigortalının çalıştığı işten ayrılmasını şart koşmaktadır. Davacıya ait hizmet döküm cetvelinde ise, tahsis talep tarihini kapsayacak şekilde 15/03/2011-15/11/2011 tarihleri arası kesintisiz çalıştığı görülmektedir. Dolayısıyla davacının çalıştığı işten ayrılıp ayrılmadığı hususu dikkate alınmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.