Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/14583 E. 2014/16615 K. 08.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14583
KARAR NO : 2014/16615
KARAR TARİHİ : 08.09.2014

MAHKEMESİ : Konya 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/06/2013
NUMARASI : 2012/137-2013/421

Davacı, tahsis talep tarihini takip eden aybaşı itibariyle ölüm aylığı almaya hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava, davacının sigortalı eşi İbrahim Yıldırım ‘ın ölümünden dolayı tahsis talep tarihini takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının 01.09.2009 tarihi itibariyle ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 5510 sayılı Yasa’nın geçici 17.maddesinde “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez.
Ancak, sigortalı ya da hak sahipleri daha sonra müracaatları tarihindeki 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.” hükmü yer almaktadır.
Geçici 17.maddeye göre, sigortalılığı durdurulan sigortalı veya hak sahipleri durdurulan sigortalılık süresini, cari primler üzerinden hesaplanacak prim borcunu tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içinde ödeyerek sigortalılık elde edebilirler. Ancak yasa hükmünden de anlaşılacağı gibi, kısmi ödeme ile kısmi hizmet elde edilmesi mümkün değildir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının murisi İ.. Y..’ın 01.05.1986 tarihinde Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği ve hiç prim ödemesinin olmadığı, 10.08.2000 tarihinde vefat ettiği, davacının ilk kez 03.08.2009 tarihinde 2.250 TL prim ödemesi yaptığı ve ardından geçici 17.maddenin uygulanmasını talep ettiği, davalı Kurumun davacının prim borcunun tamamını ödememiş olması sebebi ile 01.05.1986 tarihinde tescil edilen sigortalılığını aynı tarih itibariyle durdurduğu, ancak mahkemece davacının ödediği prim miktarının geçici 17.maddeye göre ne kadarlık sigortalılık süresini karşıladığı sorularak 4 yıl 11 ay 29 gün primi ödenmiş gün üzerinden davacının ölüm aylığına hak kazandığını kabul ettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, her ne kadar davacının gayesi prim borcunun ölüm aylığına yetecek sigortalılık süresine karşılık gelen kısmını ödeyip geçici 17.maddeden yararlanarak sigortalılığı durdurmak olsa da, geçici 17.maddenin kısmi ihyaya imkan vermediği, davacının prim borcunun tamamını ödeyerek geçici 17.maddeden yararlanabileceği, borcun bir kısmını ödeyerek sigortalılık kazanmasının mümkün olmadığı göz önünde bulundurulmadan davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 08/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.