Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/14465 E. 2014/7091 K. 07.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14465
KARAR NO : 2014/7091
KARAR TARİHİ : 07.04.2014

MAHKEMESİ : Tokat 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/06/2013
NUMARASI : 2012/346-2013/259

Davacı, kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile aylığın kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 09/12/2009 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden TMK.nun 166/3. fıkrası uyarınca anlaşmalı olarak boşandığı, yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya 1977 yılında ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, ihbar üzerine davalı Kurum tarafından başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 21/05/2012 tarihli kontrol memuru raporuna göre; adres kayıt sisteminden, davacının Mi…Mah. A. Sk. No: 6 Zile; eski eşinin ise Yıldıztepe Bucağı T. Köyü no:. Zile adresinde kayıtlı olduğu tespit edilmiş, Taşkıran köyünde eski eşe ait eve gidildiğinde, davacının, eski eşi, çocukları ve torunları bulunduğu halde, birlikte yemek yedikleri görülmüş, davacı alınan beyanında; yerleşim yerinin Kislik Mah. Y.Sk. No:. Zile olduğunu, köye çocuklarını görmek için geldiğini, köydeki evin eski eşine ait olduğunu, kendisinin Zile’de oğlu ve gelini ile birlikte yaşadığını bildirmiş; köy muhtarı F. K. da beyanında davacının 2-3 yıl önce eşinden boşandığını, Zile İlçe merkezinde oğlu ile birlikte yaşadığını, ara sıra çocuklarını görmek için köye geldiğini belirtmiş, davacının sistemde kayıtlı Minereisağır mah.deki adresinde yapılan araştırmada davacının bu adreste yaşamadığı, davacıyı tanıyanın da olmadığı saptanmış; köyde yapılan soruşturma sırasında davacının oğlu ile yaşadığını beyan ettiği Kislik Mah.’ne gidildiğinde ise , belirtilen adresin M. A. isimli kişinin araba garajı olduğu tespit edilmiş, Kislik Mah. muhtarı S. D., davacı ve oğlunu tanımadığını, belirtilen adreste bu kişilerin oturmadığını, muhtarlık kayıtlarında da isimlerinin yer almadığını bildirmiştir. Mahkemesince yaptırılan 07/12/2012 tarihli kolluk araştırmasında; davacının K. Mah. Y. Sk. No: 5 Zile adresinde gelini ve oğlu ile birlikte yaşadığı, ancak bu adresin sürekli kapalı bulunduğu, davacının Taşkıran köyüne gittiğinin komşulardan öğrenildiği tespit edilmiş, 10/04/2013 tarihinde köyde yapılan araştırmada ise davacının köyde yaşamadığı, oğlu Satılmış ile birlikte K.Mah. Y. Sk. No: .Zile adresinde yaşadığı belirtilmiş, Kislik Mah. muhtarı Sabri mahkemeye verdiği yazılı beyanda, kolluk tutanaklarını destekler şekilde davacının oğlu ile birlikte K. Mah. Y. Sk. No:5 Zile adresinde aynı çatı altıda yaşadıklarını bildirmiş, adres hareketleri ve seçmen kayıtları incelendiğinde; davacının boşanma tarihinden 2 ay sonra 09/02/2010 tarihinde adresini M. Mah. A. Sk. No:6 Zile adresine naklettiği, 2010 ve 2011 yılında bu adreste oy kullandığı; eski eşin ise TÜİK sayımının yapıldığı 25/05/2007 tarihinden bu yana T. köyü no:51 Zile adresinde ikamet ettiği ve bu adreste oy kullandığı anlaşılmıştır. Kislik mahallesi Muhtarı S. D. mahkeme huzurundaki beyanında; kontrol memuruna verdiği beyanım haklı nedene dayanmaksızın değiştirerek, davacının Yeşilyurt Sk.ta oğlu ve gelini ile yaşadığını, eşini hiç görmediğini, memurlara online kayıtlara göre bilgi verdiğini, davacı ve oğlunun kaydı bulunmadığından, bu kişileri tanıdığı halde, ileride problem yaşamamak için, davacının burada yaşamadığını beyan ettiğini söylemiştir, davacı tanıklarının ise davacı ve eski eşinin ayrıldıktan sonra fiilen birlikte yaşamadıklarına, davacının oğlu ile Zile ilçe merkezinde yaşadığına dair beyanda bulundukları görülmüştür.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandınlabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru tarafından yürütülen araştırma sırasında, eski eşe ait yerleşim yerinde davacı ve eski eşinin maaile yemek yerken görülmeleri karşısında, çocuklarını görmek için eski eşinin evine geldiğine dair davacı beyanının hayatın olağan akışına uygun bulunmaması, davacının Zile İlçe merkezinde kayıtlı bulunduğu Minareisağır mah.’deki adresinde tanınmadığının anlaşılması; davacının oğlu ile yaşadığını iddia ettiği Kislik mah.deki yerleşim yerinde yapılan kolluk araştırmasında, davacının oğlu ile yaşadığı bu adresin sürekli kapalı olduğunun, davacının Taşkıran köyüne gittiğinin tespit edilmesi hususları birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.