Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/14252 E. 2014/18129 K. 22.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14252
KARAR NO : 2014/18129
KARAR TARİHİ : 22.09.2014

MAHKEMESİ : Ordu İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2013
NUMARASI : 2012/144-2013/259

Davacı, 05/06/1986-31/01/2005 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine, emekliliğe hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 05.06.1986-31.01.2005 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 20.06.1986 tarihli Bağ-Kur’a giriş bildirgesi ile vergi kaydına istinaden 05.06.1986 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 05.06.1986-14.09.1986 ve 13.04.1989-31.12.1990 tarihleri arasında vergi mükellefi olduğu, Fatsa Gıda Maddeleri ve Satıcıları Esnaf Odasında 09.05.1989-31.01.2005 tarihleri arasında kayıtlı olduğu, 01.08.1985 tarihinden itibaren giriş çıkış yapmak sureti ile 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğu, 27.04.2011-09.06.2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu, 05.07.1978-06.06.1980 tarihleri arasındaki askerliğinin 600 gününü borçlanarak ödediği, davalı Kurumun davacının oda kaydını geçersiz kabul ettiği için sadece vergi mükellefi olduğu 05.06.1986-14.09.1986 ve 13.04.1989-31.12.1990 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunu kabul ettiği, davacının 12.12.2011 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, 506 sayılı Kanun ile 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığın çakışması halinde hangisine öncelik verileceği noktasında toplanmaktadır.
Sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiştir. Bir sigortalının aynı anda birden fazla Sosyal Güvenlik Kurumuna tabi olması hali “çakışan sigortalılık” olarak adlandırılır ve zorunlu sigortalılıkların çakışması halinde sigortalının önceden başlayıp devam eden sigortalılığına geçerlilik tanınır. Dairemizin ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da bu yöndedir (HGK 28.12.2005, 2005/21-726, 2005/782).
Somut olayda, davacının meslek odası kaydı geçerli kabul edildikten sonra 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğu tarihler belirlenirken, 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğu tarihler dışındaki sürelerde giriş çıkış yapılmak sureti ile sigortalı olduğu kabul edilmiştir. Halbuki davacının vergi mükellefi olduğu dönem de önceden başlayıp devam eden sigortalılığın hangisi olduğu belirlenmeli ve bu sigortalılığa üstünlük tanınmalıdır. Davacının hangi tarihlerde hangi Yasa kapsamında sigortalı olduğu tespit edildikten sonra da yaşlılık aylığı şartlarına haiz olup olmadığı değerlendirilmelidir. Önceden başlayıp devam eden sigortalılığa üstünlük tanınmadan, ayrıca şarta bağlı ve infaz kabiliyeti olmayan, tereddütler içerecek şekilde hüküm kurmak usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.