YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14199
KARAR NO : 2014/16987
KARAR TARİHİ : 11.09.2014
MAHKEMESİ : Mersin 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/05/2013
NUMARASI : 2011/985-2013/325
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/03/2000-22/04/2006 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının 01.03.2000-22.04.2006 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işverence davacı adına 01.11.2007 tarihli işe giriş bildirgesinin düzenlendiği ve bu tarihten sonraki çalışmalarının Kurum kayıtlarında gözüktüğü, dönem bordrosunun alındığı ancak bordroda ismi geçen tanığın dinlenmediği, emniyetçe tespit edilen komşu işyeri tanıklarının dinlendiği ve tanık S.. Ç..’ın beyanından davacının nizalı dönemde davalı işyerinde çalıştığının anlaşıldığı, davacı tarafından sunulan CD’nin hukuki mahiyette delil niteliğinde olup olmadığı araştırılmaksızın sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacı tarafından sunulan CD’nin hukuki delil mahiyetinde olup olmadığı araştırılarak gerekirse teknik yeterliliğe sahip bir bilirkişiden yeniden rapor alınmalı ve bordroda ismi geçen tanığın bilgisine başvurulup, dinlenen bir kısım tanık beyanlarından da davacının davalı işyerinde çalıştığı anlaşıldığından çalışmanın niteliği gereği part-time olup olmadığı hususları da araştırılarak gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ :Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11/09/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.