YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14067
KARAR NO : 2014/17762
KARAR TARİHİ : 18.09.2014
MAHKEMESİ : Karşıyaka 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2010/887-2013/256
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekili ve davalı işveren vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacının temyizi bakımından;
Dava, davacının davalıya ait 35 T.. plaka sayılı araçta 1997 Ağustos ayından 15.05.2009 tarihine kadar çalıştığının ve sigortalılık süresinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulü ile, davacı 2601005402094 sigorta sicil nolu T.. Ç..nin davalı M.. Ö..ait 13… işyeri sicil nolu taksi işletmesi işyerinde hizmet akdi ile ve asgari ücretle 01.01.2005 – 30.04.2007 tarihleri arasında 840 gün çalıştığı ve bu çalışmasının SGK ya bildirilmediğinin tespitine, 1997/Ağustos- 31.12.2004 tarihleri arasındaki dönem hak düşürücü süreye uğradığından bu döneme ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 01/05/2007-26/06/2009 ve 17/07/2009-2010/8. ay arasında davalı işverene ait 1304469 sicil numaralı işyerinden hizmet bildiriminin yapıldığı, 2007/5-2009/8. ay arası dönem bordrolarının ve davacının bildirimi yapılan döneme ait imzalı ücret bordrolarının bulunduğu, davalı işyerinni 01/05/2007 tarihinde Taksi İşletmesi olarak kanun kapsamına alındığı, tanık beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, davacının 01.01.2005 – 30.04.2007 tarihleri arasındaki dönem yönünden hizmetinin tespitine karar verilmesi doğru ise de 01/01/2005 tarihinden önceki dönem yönüden çalışmanın kesintisiz devam ettiğinin tespit edilmesi durumunda hak düşürücü süreye uğraması söz konusu değlidir. Bu nedenle bu dönem yönünden araştırmanın genişletilerek çalışmanın kesintisiz devam edip etmediği tespit edilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yapılacak iş, 1997/Ağustos- 31.12.2004 tarihleri arasındaki dönem yönünden araştırmayı genişletmek, davacının çalışmasının kesintisiz devam edip etmediğini belirlemek, davacının çalıştığını söylediği aracın bulunduğu taksi durağında söz konusu dönemde çalışan diğer taksi şoförlerini tespit edip çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflardan davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden taraflardan davalı M.. Ö..’e yükletilmesine, 18/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.