Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/1362 E. 2014/3847 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1362
KARAR NO : 2014/3847
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2012
NUMARASI : 2009/362-2012/1143

Davacı, geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum ve L…Güvenlik Sistemleri Endüstriyel Temizlik Ürünleri Kurye Dağ.Taş.İnş.San.Tic.Ltd.Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava; davacının davalı işyerinde maruz kaldığı 25.10.2007 tarihindeki kazanın iş kazası olduğu ve maluliyet oranının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının 25.10.2007 tarihinde davalı Sağlık Bakanlığına ait Paşabahçe Devlet Hastanesinde, diğer davalı L.. Güvenlik Sistemleri Endüstriyel Temizlik Ürünleri Kurye Taşımacılık İnşaat Sanayii ve Ticaret Limited Şirketinin işçisi olarak çalışmakta iken maruz kaldığı kazanın, iş kazası olduğuna ve davacının bu iş kazası sonrası % 39 oranında malul kaldığına karar verilmiş ise de; bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını belirgin olarak olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa’nın 11/A maddesi oluşturmaktadır. Anılan maddeye göre, iş kazası a)sigortalının işyerinde bulunduğu sırada b)işveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla c)sigortalının, işveren tarafından görev ile başka yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d)sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında sigortalıya hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olaylardır. Zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası sayılması için 1)sigorta olayına maruz kalan kişinin 506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi anlamında sigortalı olması 2) Sigorta olayının, maddede sayılı sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi koşuldur. Başka bir anlatımla, sigorta olayının iş kazası sayılabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur.
Somut olayda; davalı şirketin işçisi olarak davalı Sağlık Bakanlığına bağlı Paşabahçe Devlet Hastanesinde temizlikçi olarak çalışan davacının, “olay tarihinde el arabası ile moloz taşırken, devrilecek gibi olan el arabasının devrilmemesi için yaptığı ani refleks sonucu aşırı bel ağrısına maruz kaldığını,
ertesi gün iş başı yapan davacının temizlik sırasında bel ağrısının dayanılmaz hal aldığını, tekrar hastaneye gittiğini, bel fıtığı teşhisi konulduğunu, çekilen MR’dan da görüleceği üzere kaza sonucu mafsal kemiklerinin yerinden çıktığını, ameliyat edildiğini ve beline platin takıldığını” beyan ettiği, 17.12.2008 tarih ve 41148/İNC/118 sayılı Müfettiş raporunda; “davacının rahatsızlığının hastalık sigortası kapsamında mütalaa edilmesinin uygun olacağının” belirtildiği, davacının rahatsızlığı olan bel fıtığının çeşitli sebeplere bağlı olarak ortaya çıkan ve devam eden bir rahatsızlık olduğu, davacının daha öncesinde bu şekilde bir rahatsızlığı olup olmadığı, buna bağlı olarak tedavi görüp görmediği ve davacının olay tarihinde gerçekten bahsettiği şekilde bir olaya maruz kalıp kalmadığının araştırılmadığı, davalı işyerine ilişkin dönem bordrolarının getirtilmediği, olay hakkında bilgisi olan tanık ya da tanıkların araştırılarak ifadesinin alınmadığı görülmüştür.
Öte yandan, bedensel ve ruhsal arızalar nedeniyle sigortalıya ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımlarının yapılabilmesi, yasal çerçevede bir raporun alınmış olmasına bağlıdır. Sigortalıda oluşan sürekli iş göremezlik oranı, sigortalıya bağlanan peşin sermaye değeri ile tazminatın miktarını doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan sürekli iş göremezlik oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin saptanması gerekmektedir.
Somut olayda; TC Sağlık Bakanlığı Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 17.05.2012 tarihli ve 1184 sayılı raporunda davacının özür durumuna göre tüm vücut fonksiyonunda kaybının % 39 oranında olduğunun belirtildiği ve mahkemece bu raporun hükme esas alındığı anlaşılmaktadır.
506 sayılı Kanunun 109. maddesinde; sigortalının sürekli işgöremezlik, malullük ve erken yaşlanma hallerinin saptanmasında, Kurum sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporlarda belirtilen hastalık ve arızaların esas tutulacağı, Kurumca verilen kararlara ilgililer tarafından itiraz edilmesi halinde durumun Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanacağı hükme bağlanmıştır.
Gerek 506 sayılı Yasanın 109. maddesinde gerekse yürürlükte bulunan 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesinde “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 55. maddesine göre sigortalının malullük durumunun Kurumca yetkilendirilen Sağlık sunucularının sağlık kurulunca usulüne uygun düzenlenecek raporların Kurum Sağlık Kurulunca incelenmesi sonucu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde belirlenen usul ve esaslara göre tespit edileceği, anılan yönetmeliğin 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kurulu’nca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Mahkemece, davacının sürekli işgöremezlik oranının belirlenmesine ilişkin belirtilen yasal prosedür doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Sürekli iş göremezlik oranın tespiti için, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınması, bu rapora itiraz edilmesi halinde, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan karar alınması, YSK ve ATK 3. İhtisas Dairesinin raporları arasında çelişki bulunması ve bu duruma itiraz edilmesi halinde, Adli Tıp Genel Kurulundan karar alınması gerekirken, yukarıda izah edilen prosedür işletilmeden TC Sağlık Bakanlığı Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 17.05.2012 tarihli ve 1184 sayılı raporun hükme esas alınması suretiyle eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Yapılacak iş; davacının olay tarihinden önce bel fıtığı rahatsızlığı olup olmadığını ve bu rahatsızlıktan dolayı tedavi görüp görmediğini araştırmak, bu kapsamda işe girerken verdiği raporları da getirtmek, davalı işyerinin ihtilaflı döneme ilişkin bordrolarını getirtmek ve davacının çalışmalarının geçtiği hastanede ilgili bölümde çalışanları tespit etmek, ondan sonra bu bordrolardan ve hastane çalışanlarından tespit edilecek kişilerin, davacının çalışması ve olay tarihinde bahsettiği şekilde bir kazaya maruz kalıp kalmadığı yönünden beyanlarını almak, olayın iş kazası olduğunun tespitinden sonra yukarıda yazılı olan prosedüre göre davacının maluliyet oranını belirlemek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar Sosyal Güvenlik Kurumu ile L..Güvenlik Sistemleri Endüstriyel Temizlik Ürünleri Kurye Taşımacılık İnşaat Sanayii Ve Ticaret Limited Şirketi’nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan L…. Güvenlik Sistemleri Endüstriyel Temizlik Ürünleri Kurye Dağ.Taş.İnş.San.Tic.Ltd.Şti.’ne iadesine, 04/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.