Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/13514 E. 2014/1326 K. 28.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13514
KARAR NO : 2014/1326
KARAR TARİHİ : 28.01.2014

MAHKEMESİ : Kocaeli 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 06/12/2012
NUMARASI : 2012/304-2012/149

Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1- Dava ehliyeti bulunan herkes davasının kendisi veya tayin ettiği bir vekil aracılığıyla açıp takip etmesi mümkündür.(HMK 71) Avukat aracılığıyla dava açılması ya da takibi sözkonusu ise Avukatın açtığı veya takip ettiği dava ve işlerde, noter tarafından onaylanan ya da düzenlenen vekâletname aslını veya avukat tarafından onaylanmış aslına uygun örneğini, dava yahut takip dosyasına konulmak üzere ibraz etmesi gerekir.(HMK76) Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. (HMK 77 ilk cümle) Öte yandan Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması dava şartıdır.(HMK 114/1-f) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.(HMK 115/2) Somut olayda davacılardan N.. Y.. adına düzenlenmiş vekaletname dosya içerisinde bulunmadığı gibi bu noksanlığın giderilmediği anlaşılmakla, anılan davalı bakımından vekaletname yokluğu nedeniyle vekilin açtığı davanın usulden reddolunarak, vekaletnamesi ibraz edilmeyen bu davacı yönünden davalı idare lehine, vekâletnamesiz dava açan avukat aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yazalı şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
2-Dava 18.07.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece sigorta tahsisleri ile karşılandığından davacı çocukların maddi tazminat istemlerinin reddine, davacı eşin maddi tazminat istemi ile davacıların manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı ve davalı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Zararlandırıcı olaya maruz kalan işçinin, davalı işverene ait işyerinde iş makinesi operatörü olarak çalıştığı, olay günü park ve bahçeler müdürlüğüne ait sahada çalışırken kullandığı loderin eğimli arazide frenlerinin tutmaması ve yokuş aşağı hızlanması üzerine aşağı atlamışsa da başının makinenin tekeri altında kalması sonucu ezilerek öldüğü dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanununun 77. maddesinin açık buyruğudur.
Olayla ilgili olarak düzenlenen 27.08.2011 tarihli bilirkişi raporunda işverenliğin %20 kazalının ise % 80 oranında kusurlu olduğu, belirtilmiştir. Davacı tarafın itirazı üzerine alınan 02.03.2012 tarihli kusur raporunda ise, %100 oranında işverene kusur verilerek kusur dağılımına gidilmiştir. Bu duruma göre kusurun aidiyeti ve dağılımı açısından aynı olay nedeniyle farklı değerlendirmelerinin bulunduğu ortadadır. Mahkemece kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden 02.03.2012 tarihli kusur raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve Yasa’ya aykırı olmuştur.
Yapılacak iş; işçi sağlığı-iş güvenliği konularında uzman ehil bilirkişi kuruluna İş Kanunu’nun 77. Maddesi ile iş sağlığı ve güvenliği yönetmeliği hükümleri göz önüne alınmak suretiyle konuyu yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilerek kusur raporları arasındaki çelişki giderilmek ve sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle, kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin, inandırıcı güç ve nitelikte olmayan, 77. maddenin öngördüğü koşulları içermeyen 02.03.2012 tarihli kusur raporunun hükme dayanak almak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, temyiz eden tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine
28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.