YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13468
KARAR NO : 2014/3644
KARAR TARİHİ : 03.03.2014
MAHKEMESİ : Rize 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/06/2013
NUMARASI : 2012/454-2013/488
Davacı, 20/10/2011 – 28/05/2012 tarihleri arasındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptaline, bu dönemde tahakkuk eden prim borcundan dolayı borçlu olmadığına, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
Dava, davacının 01/01/2010 tarihinden sonraki tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 4/b-4 maddesi ile “tarımsal faaliyette bulunanların bu kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından sigortalı sayılacağını”, 5510 sayılı Yasa’nın 6/i maddesi “Kamu idareleri hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenlerin bu kanunun kısa ve uzun madeli sigorta kolları uygulaması bakımından sigortalı sayılmayacağını”, 5510 sayılı Yasanın 8/3 maddesi ” tarımsal faaliyeti bulunanların kanunla kurulu meslek kuruuluşlarına kayıt tarihinden itibaren ilgili Kurum ve Kuruluş ve birliklerin sigortalı işe giriş bildirgesi düzenleyerek en geç bir ay içinde Kuruma vermekle yükümlü olduklarını, ayrıca tarımla uğraşanların kendilerinin de bildirim yapabileceklerinin belirtildiği” 5510 Sayılı Yasanın 9/b-5 maddesi “Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, tarımsal faaliyetlerinin sona erdiği veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamına girdiği tarihten itibaren sigortalılığının sona ereceği” kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının 5510 Sayılı Yasanın 4/b-4 maddesi kapsamında tarımsal faaliyeti nedeniyle devam eden tarım Bağ-Kur sigortalılığının 01/01/2010 tarihinden sonraki kısmının iptal edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/12/2006 tarihinde Kurumca tescil edildiği, 01/12/2006-05/12/2011 tarihleri arasında 19 günlük SSK’lı çalışma hariç tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği, muhtar tutanağı ve tanık beyanında 2010 yılından itibaren tarımla uğraşmadığının belirtildiği, 2011 yılında geriye yönelik ziraat odası kaydının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, yukarıda açıklandığı üzere uyuşmazlık konusu 01/01/2010 tarihinden sonraki dönemde davacının tarımsal faaliyetinin 5510 sayılı Yasanın 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamına girip girmediği ile ilgili araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; uyuşmazlık konusu dönemde davacının 5510 sayılı Yasanın 6/1-ı maddesi gereği yıllık tarımsal gelirinin, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olup olmadığını (5510 s.Y. geçici 16. maddesinde belirtilen oranlar dikkate alınarak) ziraatçi bilirkişi marifetiyle tespit ettirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde ve eksik araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.