Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/13432 E. 2014/7094 K. 07.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13432
KARAR NO : 2014/7094
KARAR TARİHİ : 07.04.2014

MAHKEMESİ : İzmir 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2011/678-2013/221

Davacı, Kurum işleminin iptaliyle, kesilen aylığının yeniden bağlanmasına ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile aylığın kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 14/02/2006 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden TMK.nun 166/3. fıkrası uyarınca anlaşmalı olarak boşandığı, yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davalı Kurum tarafından başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 28/03/2011 tarihli kontrol memuru raporuna göre; davacının kayıtlı bulunduğu Çiçek Mah. ……. Sk. No:22 Bayraklı/İzmir adresi itibari ile yapılan çevre soruşturmasında, Çiçek Mahallesi Muhtarı O.. A..; davacı ve boşandığı eşinin belirtilen adeste iki çocukları ile birlikte yaşadıklarını beyan etmiş, belirtilen sokak üzerinde no:18’de oturan tanık S.. A.. ise davacı ve boşandığı eşinin 22 sayılı hanede iki çocukları ile birlikte yaşadıklarını, evin davacı ve eşine ait olduğunu; davacının ev hanımı, eşinin ise terzi olduğunu; aynı sokak üzerinde no:17’de oturan kiracı H.. Y. ve no:18’de oturan G. A. da, davacı ve boyandığı eşinin 20 yıldır aralıksız olarak belirtilen adreste çocukları ile yaşadıklarıı, davacının ev hanımı, eşinin ise işsiz olduğu bildirmişlerdir. Kurum tarafından yapılan yerleşim yeri kaydı incelemelerinde, davacının Yakakent mah. …Sk. No:4/1 Çiğli/İzmir adresinde; boşandığı eşinin ise soruşturmanın yapıldığı Ç. Mah. Bayraklı/İzmir adresinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Mahkemesince yaptırılan abonelik kaydı araştırmasında, davacının 2006 yılında eşinden boşanmasına rağmen 01/03/2007 tarihinde eski eşinin adresini yerleşim yeri olarak beyan ederek kendisine cep telefonu hattı satın aldığı tespit edilmiş, ceza soruşturması sırasında yaptırılan 05/03/2012 tarihli kolluk araştırmasında,davacı ve boşandığı eşinin Çiçekli Mah.’de birlikte ikamet ettikleri, davacının bu adresten 7-8 ay önce ayrıldığı, eski eşinin ise ara sıra gelip kaldığı, davacıya ait Çiğli /İzmir adresinde yapılan incelemede ise bu adresin davacının ablası olan Gül Çehreli’ye ait yerleşim yeri olup, davacının muhtarlıkta kaydının bulunmadığı, komşulardan sorulduğunda, davacının bu adreste 7-8 aydır yaşadığının tespit edildiği, oysa davacının ablası ile yapılan görüşmede davacının bu adreste boşandıktan 1-2 ay sonra yaşamaya başladığının bildirdiği görülmüş, dava dilekçesinde, eski eşin alkol bağımlısı olması nedeniyle, velayeti altındaki çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak için, eski eşin tedavi gördüğü süreçte davacının sık sık eski eşin evine gidip geldiği belirtilmiştir. Mahkeme huzurunda dinlenen mahalle muhtarı Osman Akseki ve tanık S.. A..’ın beyanlarını haklı nedene dayanmaksızın değiştirdikleri, mahalle muhtarı Osmuna’nı davacının 1,5 ay önce adres naklini istediğini, davacının eşinden boşanıp boşanmadığını, birlikte yaşayıp yaşamadığını bilmediğini ; tanık Seyfettin ise 5-6 senedir davacıyı görmediğini, davacının sadece oğlunun askere gidişinde ve kızının nişanında mahalleye uğradığını,bir de kayınvalidesinin rapatsızlığı sırasında ona bakmaya geldiğini, ancak evde kalmadığını beyan ettikleri görülmüştür.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru raporunda beyanına başvurulan ve davacı-eski eş ile arasında husumet iddiası da bulunmayan tanıklar mahalle muhtarı Osman, komuşlar Seyfettin, Hüseyin ve Gülseren’in, fiili birlikte yaşamın varlığına ilişkin beyanları ve davacının eşinden boşandığından haberdar olmadıklarının anlaşılması karşısında; mahkeme huzurunda dinlenen ve haklı nedene dayanmaksızın beyanın değiştiren mahalle muhtarı Osman ve tanık Seyfettin’in ifadelerinin hükme esas alınamayacağı, davacının 2006 yılında eşinden boşanmasına rağmen 01/03/2007 tarihinde eski eşinin adresini yerleşim yeri olarak beyan ederek kendisine cep telefonu hattı satın aldığının tespit edilmesi, ceza soruşturması sırasında yapılan 05/03/2012 tarihli kolluk araştırmasında, davacının TÜİK sayımından beri yerleşim yeri olarak kaydının bulunduğu adresin davacının ablası Gül Çehreli’ye ait olduğunun ve komşulardan sorulduğunda bu adreste davacının 7-8 aydır yaşadığının öğrenilmesi ile eski eşe ait yerleşim yeri adresi olan Çiçekli Mah.de yapılan araştırmada ise davacının bu adreste eski eşi ile yaşarken 7-8 ay önce bu adresten ayrıldığının tespit edilmesi, davacı vekilinin dava dilekçesinde bildirdiği üzere davacının alkol tedavisi gören eski eşin ikametindeki çocuklarına bakmak için eski eşin ikametine sık sık uğradığına ilişkin beyanı ve tanık Seyfettin’in davacının kayınvalidesine bakmak için arasıra eski eşinin evine uğradığına ilişkin beyanının hayatın olağan akışına uygun bulunmaması hususları birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır .
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,07/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.