YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13413
KARAR NO : 2014/3640
KARAR TARİHİ : 03.03.2014
MAHKEMESİ : Samsun 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/05/2013
NUMARASI : 2012/412-2013/311
Davacı, 01/01/2010-29/09/2011 ve 19/10/2011-05/12/2011 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur kaydının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
Dava, davacının 01/01/2010 tarihinden sonraki tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 4/b-4 maddesi ile “tarımsal faaliyette bulunanların bu kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından sigortalı sayılacağını”, 5510 sayılı Yasa’nın 6/i maddesi “Kamu idareleri hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenlerin bu kanunun kısa ve uzun madeli sigorta kolları uygulaması bakımından sigortalı sayılmayacağını”, 5510 sayılı Yasanın 8/3 maddesi ” tarımsal faaliyeti bulunanların kanunla kurulu meslek kuruuluşlarına kayıt tarihinden itibaren ilgili Kurum ve Kuruluş ve birliklerin sigortalı işe giriş bildirgesi düzenleyerek en geç bir ay içinde Kuruma vermekle yükümlü olduklarını, ayrıca tarımla uğraşanların kendilerinin de bildirim yapabileceklerinin belirtildiği” 5510 Sayılı Yasanın 9/b-5 maddesi “Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, tarımsal faaliyetlerinin sona erdiği veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamına girdiği tarihten itibaren sigortalılığının sona ereceği” düzenlenmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/12/2006-29/09/2011 ve 19/10/2011-05/12/2011 tarihleri arası Kurumca tarım bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği, 2003-31/12/2009 tarihleri arası ziraat odasına kayıtlı olduğu,1986-1994 yılları arası 2967 gün SSK’lı hizmeti bulunduğu,muhtar tutanağı ve tanık beyanlarında 2010 yılından itibaren tarımla uğraşmadığının belirtildiği, tarim ilçe müdürlüğü kayıtlarında 15 dekar civarında arazi bildirimi ve 2002-2011 yılları arası doğrudan gelir desteği aldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece salt ziraat odası kaydına dayanılarak tarımla uğraştığının kabul edilemeyeceği belirtilmiş ise de, davacının tarım ilçe müdürlüğü kayıtlarında uyuşmazlık konusu dönemde arazi bildirimi ve doğrudan gelir desteği aldığı görülmektedir. Dolayısıyla davacının tarımsal faaliyetinin 5510 sayılı Yasanın 6. maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; uyuşmazlık konusu olan dönemde tarım ilçe müdürlüğü kayıtlarına göre tarımsal faaliyeti devam eden davacının, yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olup olmadığını (5510 s.Y. geçici 16. maddesinde belirtilen oranlar dikkate alınarak) konusunda uzman ziraatçi bilirkişi marifetiyle tespit ettirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde ve eksik araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.