Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/13408 E. 2014/14155 K. 17.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13408
KARAR NO : 2014/14155
KARAR TARİHİ : 17.06.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/04/2013
NUMARASI : 2011/597-2013/232

Davacı, davalı Z.. E..’nın kendisine ait işyerinde çalıştığına yönelik tespit ile aylık, prim ve hizmet bildirgesi ve işe giriş bildirgesi düzenlenmesine dair kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davalı Kurumun davalı Z.. E..’nın davacıya ait işyerinde çalıştığına yönelik tespiti ile 2010/9 ila 2011/9. aylar için aylık prim ve hizmet belgesi ile işe giriş bildirgesi düzenlenmesi istemine ilişkin işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı Kurumca davacıya ait bağevinde 21/09/2011 tarihinde düzenlenen durum tespit tutanağında davalı Z.. E..’nın fiilen çalıştığının görüldüğü, belirttiği tarihten itibaren sürekli olarak bu adreste bekçilik ve bahçıvanlık yaptığını bildirdiği, bitişik evde bekçi olarak çalışan A.. S..’ın davalının yaklaşık iki yıldan beri davacıya ait bağevinde bekçilik yaptığını beyan ettiği, davacı ve davalı tarafından imzalanmış 01/05/2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin bulunduğu, davalı Z.. E.. tarafından davalı Kuruma verilen 27/09/2011 tarihli dilekçede aslında davacıya ait evde kiracı olarak oturduğunu, tutanaktaki beyanlarının doğru olmadığının belirtildiği, mahkemece dinlenen tanık A.. S..’ın davalının davacıya ait evde kiracı olarak oturduğunu, bekçilik yaptığı yönünde beyanda bulunmadığını bildirdiği, davacı ve davalı tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, Kurum memuru raporunda beyanına başvurulan, davacı ve davalı ile arasında husumet iddiası da bulunmayan tanık A.. S..’ın , davalının davacının bağevinde çalıştığına ilişkin beyanları karşısında; mahkeme huzurunda haklı nedene dayanmaksızın değiştirdiği ifadelerinin hükme esas alınamayacağı, kira sözleşmesinin ise her zaman düzenlenebilecek bir belge olması karşısında, davalının davacıya ait bağevinde çalışıp çalışmadığı yönünde usulünce araştırma yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davalı işyerinin bulunduğu mahallenin talep edilen dönemdeki muhtar ve azalarını dinlemek, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.