Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/1321 E. 2014/1728 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1321
KARAR NO : 2014/1728
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

MAHKEMESİ : Ordu İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/11/2012
NUMARASI : 2012/82-2012/573

Davacı, 01/04/1987-11/08/2005 tarihleri arasında Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 01.04.1987-11.08.2005 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 28.03.1987-10.05.1989 tarihleri arasında vergi mükellefi olduğu, 09.12.1988-11.08.2005 tarihleri arasında meslek odasına üye olduğu, 16.01.1989-12.08.2005 tarihleri arasında esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı olduğu, davalı Kuruma 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olmak için müracaatının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Hizmet akdi ile bir işverene bağlı olarak çalışan 506 sayılı Kanuna tabi sigortalıların primleri işverence karşılandığından söz konusu Kanunun 79. maddesinde sigotalılara işverene karşı hizmet tespiti davası açarak bildirim dışı çalışmaların tespitini sağlama imkanı tanınmıştır. 1479 sayılı Kanuna tabi Bağ-Kur sigortalılarının bir işvereni olmadığı ve kendi
sigorta primlerini bizzat kendileri Kuruma yatırmakla yükülü oldukları için 506 sayılı Kanundan farklı olarak 1479 sayılı Kanunda sigortalının hizmet tespiti davası açmasına imkan tanınmamış olmakla birlikte sigortalılığa esas vergi kaydının bulunduğu geçmiş sürelere kanun koyucu çıkardığı kanunlarla zaman zaman bir hak tanıyarak bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi imkanını getirmiştir.
İşte bu amaçla ilk defa 14.04.1982 tarihli 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasaya eklenen Ek Geçici 13. maddede 1479 sayılı Kanun ve aynı kanunda değişiklik yapan kanunlara göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olanların sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte başlayacağı, bu kanuna göre kayıt ve tescil edilmek kaydı ile 1.10.1972-20.4.1982 tarihleri arasında vergi kaydı bulunanların bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde yazılı olarak müracaatta bulunmak, borçlanma tutarını bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren iki yıl içinde ödemek şartıyla bu süreleri hizmetten saydıracakları, 14.3.1985 tarihli 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile eklenen Ek Geçici 16. maddesinde Ek Geçici 13. maddede belirtilen iki yıllık ve bir yıllık sürenin bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yeniden başlayacağı, 24.7.2003 tarihli 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile eklenen Geçici 18. maddesinde bu kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 4.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescil edilmeyenlerin sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin 4.10.2000 tarihinde başlayacağı, bu kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilen sigortalıların bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kuruma yazılı olarak başvurmaları, 20.4.1982-4.10.2000 tarihleri arasında vergi kayıtlarını belgelemeleri ve prim borçlarını tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde ödemeleri halinde bu sürelerin hizmetten saydırabilecekleri, 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın Geçici 8. maddesinde ise bu kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerine göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu kanunun yürürlük tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğünün bu kanunun yürürlük tarihi olan 1.10.2008 tarihinden başlayacağı, ancak bu kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ve (3) numaralı alt bentlerine göre sigortalı sayılanlardan bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren sigortalılıkları başlatılanların 4.10.2000-1.10.2008 tarihleri arasında vergi kayıtları bulunması halinde bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içinde talepte bulunmaları, tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içinde borçlanma tutarının tamamını ödemeleri halinde bu süreleri hizmetten saydırabilecekleri bildirilmiştir.
Somut olayda; davacının 1479 sayılı Yasa’ya tabi Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olmak için kayıt ve tescil talebinin, ayrıca prim ödemesinin bulunmadığı anlaşılmakla mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.