Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/13200 E. 2014/11057 K. 15.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13200
KARAR NO : 2014/11057
KARAR TARİHİ : 15.05.2014

MAHKEMESİ : Saruhanlı Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/04/2013
NUMARASI : 2010/138-2013/171

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine, sigortalılık başlangıç tarihinin 07/06/2001 olduğuna karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 7/6/2001 – 28/9/2006 tarihleri arasında geçen ve Kuruma eksik bildirilen sigortalı çalışmalarının tespiti ile sigorta başlangıç tarihinin 7.6.2001 tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının davalı O. A.Tarım Ürünleri İth. İhr. San. Ve Tic. A.Ş.’ye ait işyerinde 22.3.2002-30.11.2005 tarihleri arasında 1244 gün çalıştığının, bu çalışmasının 319 gününün SGK’ya bildirilmediğinin tespiti ile sigorta başlangıç tarihinin 22.3.2002 olarak belirlenmesine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden;davalı işyerinden davacı adına işe giriş bildirgesinin süresi içinde Kurum kayıtlarına intikal ettirildiğine ilişkin evrak bulunmadığı,20.3.2002-28.9.2006 tarihleri arasında davalı işyerinde sigortalı çalışmalarının mevcut olduğu,davacının çalıştığı işyerinde tespit istemine konu dönem boyunca çalışan yeterli sayıda bordrolu tanık dinlenmediği, davalıya ait işyerinde çalışmanın mevsimlik mi, yoksa, sürekli mi olduğunun net olarak belirlenmediği, gelen imzalı ücret bordrolarındaki çalışma sürelerinin de dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; Tarım Müdürlüklerinden, ziraat odalarından ve vergi dairelerinden bildirilen muhtasar beyannameler sorularak, davalı şirketin sürekli mi, yoksa, mevsimlik mi, çalıştığı araştırılmalı, yeterli sayıda ve objektif nitelikte bordo tanıkları re’sen tespit edilerek beyanlarına başvurulmalı ve işyerindeki çalışmanın mevsimlik olup olmadığı, davacının da hangi tarihlerde çalıştığı net olarak belirlenmelidir. Bu yönde yapılan araştırma yeterli olmaz ise, komşu işyerlerinde çalışan ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan işçi veya işverenler kolluk aracılığıyla belirlenmeli, işin mevsimlik olduğu anlaşılırsa dönemleri belirlenmeli, bu dönemde davacı ile işveren arasındaki sözleşmenin askıda olduğu ve mevsimlik dönemlerde hak düşürücü sürenin işlemeyeceği hatırda tutularak, davacının hizmet döküm cetvelindeki bildirimler de dikkate alınmak suretiyle bir karar verilmelidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesi uyarınca; karar; tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile ad ve soyadları ile adreslerini kapsamalıdır. Mahkemece, gerekçeli kararın başlık kısmında davalı şirketin tam ünvanının yerine, kısa ünvanının yazılması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Kabule göre de;
1-Mahkemece,davacının sigorta başlangıç tarihinin 7.12.1999 tarihi olduğu anlaşılmasına rağmen mahkemece 22.3.2002 tarihininin sigorta başlangıç tarihi olarak tespitinde davacının hukuki yararı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu sigorta başlangıç tarihinin 22.3.2002 olarak tespiti usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Mahkemece, verilen hükmün, kısmi kabul niteliğinde olduğu anlaşılmakla, avukatla temsil edilen davalı Kurum ve davalı şirket lehine, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan tarife uyarınca red sebebinin ortak olduğu da gözetilerek vekâlet ücretine karar verilmesi gerekirken, vekâlet ücretine hükmedilmemesi, ayrıca, 6100 Sayılı HMK.’nun 312 ve 323. maddelerine uygun şekilde, tarafların haklı çıktıkları oranda yargılama giderlerinin paylaştırılarak karar verilmesi gerekirken, mahkemece, yanılgılı değerlendirme sonucu yargılama giderlerinin tamamının davalı şirkete yükletilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yapılarak, elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek hâlinde davalılardan O. A. Tarım Ürünleri İth. İhr. San. Tic. A.Ş. ‘ye iadesine, 15/5/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.