Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/1315 E. 2014/2439 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1315
KARAR NO : 2014/2439
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/12/2012
NUMARASI : 2012/438-2012/1256

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 10/01/2003-22/09/2005 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre, davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 10/01/2003-22/09/2005 tarihleri arası davalı işveren nezdinde geçen çalışmalırın tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın davanın kısmen kabulü ile davacının, 01/01/2003-21/09/2005 tarihleri arası davalı nezdinde çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına 22/09/2005-01/04/2006 tarihleri arası davalı tarafından bildirim yapıldığı, 2003-2005 arası dönem bordrolarının dosyaya sunulduğu, davacının işyerindeki çalışmasıyla ilgili olarak 14/03/2005 tarihinde Çalışma Ve sosyal Güvenlik Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığına şikayette bulunduğu ancak daha sonra şikayetini geri çekmesi üzerine idari olarak herhangi bir işlem yapılmadığı, davacı tarafından gösterilen tanıklar beyanlarında davacının işyerinde 2003-2005 arası ortacı olarak çalıştığı, davalı tarafından gösterilen tanıklar ise, davacının işyerinde çalışmadığı, işyerinde çalışan abisi Murat’ın yanına gidip geldiğini belirttikleri, alınan bilirkişi raporunda davacının 2003-2005 arası çalıştığı kanaatinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı tarafından gösterilen tanıklar davacının çalıştığını belirtmelerine rağmen, davalının gösterdiği tanıklar ise, davacının çalışmadığını belirttikleri, dolayısıyla tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu, bu çelişkilerin giderilmediği, dosyada bulunan dönem bordrolarından bordro tanıklarının resen tespit edilip dinlenmediği, böylece davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; dosyada bulunan dönem bordrolarından bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, tanık beyanları arasındaki çelişkileri gidermek, gerektiğinde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, komşu işyeri tanıklarının çalışma süresini tereddütsüz belirlemek amacıyla gerek görüldüğü takdirde hizmet döküm cetvellerini getirtmek, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Kabule görede, davacının talebi 10/01/2003-22/09/2005 tarihleri arasına yönelik olduğu halde, talep aşılarak 01/01/2003 tarihinden itibaren hüküm kurulması hatalı olmuştur.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.